Kamuda çalışan 4 milyon memurvesözleşmeli personele şok. 28 Şubat postmodern darbesinin yıl dönümüne yaklaşılırken, Başbakan Ahmet Davutoğlu imzasıyla skandal bir genelge yayımlandı.
Genelgeyle, memurların şikayetle devletten atılmalarının yolu açıldı. Bürokratlar, 'makul şüphe' bahanesiyle belediyeler dahil tüm kamu kurumlarında çalışan memur ve sözleşmeli personeli kurumundan atabilecek. Memurlar amirleri tarafından savcılığa 'şu örgütle ilişkili, propagandasını yapıyor, yardım ediyor' denilerek ihbar edilebilecek. 'Legal görünümlü illegal yapıya mensup, ilişkili' denilerek somut delil olmadan memuriyetten atılabilecek.

MEMURUN GÜVENCESİ KALMAZ

Davutoğlu imzalı genelgeyle kamuda çalışan tüm memurların mahkeme kararı olmadan muğlak suçlamalarla memurluktan atılmasının yolu açılıyor. Genelgenin uygulanması durumunda, ceza kanunlarında yer almayan, sınırı belli olmayan, soyut ifadeler memurun ihracı için gerekçe kabul edilecek. Hukukçular, genelgenin Anayasa ve kanuna aykırı hükümler içerdiğini belirtti. Hukukçular, "Memurun güvencesi kalmaz. Kanunda sayılan haller dışında memuriyetten çıkarma kararı verilemez. Hukuka uygun bir yanı yok. Başka bir amacı var" dedi.

MUĞLAK ŞÜPHE MADDELERİ
28 Şubat'ın 19. yıl dönümünde "Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında" genelge dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Genelgede, devlet kurumlarında çalışanlara dönük adeta 'cadı avı' başlatılması talimatı veriliyor. 28 Şubat döneminde olduğu gibi Batı Çalışma Grubu'nun yürüttüğü fişleme ve takipleri 'yetkili amirler' yapacak. Başbakanlık Takip Kurulu'nun yaptığı gibi soyut gerekçelerle memurlar devletten atılacak.

28 ŞUBAT BENZERLİĞİ BELEDİYE VE TAŞERON ŞİRKETLER DE İÇİNDE
Başbakanlık genelgesinde görevden alınacak personel tarifi, kamu kurum ve kuruluşları ile sınırlı kalmadı. Belediyeler ve kamu ile belediyelere iş yapan taşeron şirketleri de içine alacak kadar geniş tutuldu. İl özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşları ile bunların kurdukları birlik ve işletmelerde çalışanlar hakkında da işlem yapılması istendi.

MÜCADELEYİ ENGELLEYENLER DE
Genelgede, kimler hakkında işlem yapılacağı şöyle sıralandı: Terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılarla ilişki kuran veya eylem birliği içerisinde olanlar. Bu örgüt ve yapıların emir ve talimatlarıyla hareket edenler Bu örgüt ve yapılara yardım eden Kamu imkan ve kaynaklarını örgüt veya yapıları desteklemeye yönelik kullanan veya kullandıranlar Bu örgüt ve yapılarla mücadeleyi engelleyenler Bu örgütün propagandasını yapanlar.

"2 EYLÜL DÖNEMİNİN GAMMAZLAMASINI GETİRİR"
Hukuk Profesörü Metin Günday: Genelgede belirtilen konular, 'illegal örgüte yardım' gibi cümleler son derece belirsiz ve kaypak ifadeler. Bir örgüt illegal olduğu tespit edilmişse, bir kamu görevlisi böyle bir örgüte yardımcı oluyorsa, onun üyesiyse veya destek veriyorsa zaten bunlar mevzuatımızda disiplin suçunu teşkil eder.

"BU UYGULAMANIN HUKUKTA YERİ YOK"
İdare soruşturma açar ve eylem sabit ise o cezayı verir. O cezayı verdikten sonra ilgili yargı yoluna başvurur. 'Legal görünümlü illegal yapı' ne demek? Bunun hukukta yeri yok. İnsan kılığına girmiş fare gibi bir tanım. Bunun ne kadar hukuki değeri olursa legal görünümlü illegal yapının da o kadar değeri olur. Belirsiz kavramların hukukta yeri yok. Aba altından sopa göstermek gibi. Kamu görevlilerinden istenmeyen, hoşa gitmeyen, sakıncalı görünenleri tasfiye etmek için bir talimat. Başbakanlık genelgesi bir direktif gibi algılanıyor. 1402'likler, 28 Şubat dönemlerini yaşadık. 12 Eylül döneminde kamu görevlilerinin birbirlerini gammazlaması, jurnallemesi oldu. Bu düzenleme o dönemi getirir. Olağanüstü dönemlerde başvurulan bir yöntemle kamu görevlisini zan altında bırakıp, en ufak şikayetle, ihbarla işten atmak mı amaçları? Hukuka uygun bir yanı yok. Başka bir amacı var.

"KANIT OLMAK ZORUNDA"
Adalet eski Bakanı, Prof. Dr. Hikmet Sami Türk: Memurların terör örgütlerinin üyesi olduğunu kovuşturma olmadan söylemek mümkün değil. Kanıt olmadan görevden uzaklaştırmak yanlış. Legal görünümlü illegal yapı suçlaması MGK kararına dayanıyor. Bu suçlamayı yaparken elinizde çok ciddi kanıtlar olması gerekir. Memur güvencesi ihlal edilmiş olur.

ADETA SAVAŞ AÇMIŞLAR CİHAN-SEN
Genel Başkanı Naci Haliloğlu: Bu genelge, 28 Şubat sürecindeki MGK ve Genelkurmay'ın sivil iktidarlara dikte ettirdiği emir ve talimatlarına benziyor. Hükümet kendisine biat etmeyen, muhalif gördüğü sivil toplum kuruluşları ve her kesime yönelik adeta savaş açmış bulunuyor. Bunun için de devletin tüm imkanlarını kullanarak her türlü baskı ve sindirmeyi de yapıyor.

"TÜM MUHALİF ÇALIŞANLAR HEDEFTE"
CHP PM Üyesi ve Kocaeli Milletvekili Haydar Akar: Bütün personelle ilgili ilk amirlere izleme ve fişleme görevi veriliyor. Kamuda çalışan iş çıkışı istediği dernekte faaliyette bulunur. Bu bir amirin inisiyatifine bırakılacak bir hak değil. Böyle muğlak ve ucu açık ifadelerle genelge yazılırsa, yarın bir iktidar değişikliğinde AKP'nin atadığı tüm memurlara bu legal görünümlü illegal yapıya tabi muamelesi yapılır. KAOS ÇIKAR Bu genelgeyle muhalif olan bütün memur ve çalışanlar hedefe konabilir. Şimdi bu genelgeyle Alevilerin dernek ve federasyonlarını kafalarında legal görünümlü illegal yapıya dahil edebilirler. Hangi yasaya göre bunu tanımlayacaksın? Genelgeyle yaparsan kaos çıkar. Bu genelge hukuki değil. Bu genelgeyle bir başka iktidar gelince TÜRGEV'i ekleyebilirler. Kamu arazilerini kullanıyorlar, binalarını kullanıyorlar, havuz iş adamlarından sözüm ona bağış yoluyla para alıyorlar.

"MEMUR GÜVENCESİ ORTADAN KALKIYOR"
MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan: Bütün sendikaların ve sivil toplum kuruluşlarının dikkat etmesi gerekiyor bu genelgeye. Cemaat konusu ön tarafa konularakmemur güvencesi tamamiyle ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Bütün kamu çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldıracak zemin hazırlanıyor bu genelgeyle. Başbakan Davutoğlubu genelgeyle gerçekten terör örgütleri ile mücadele etmeyi mi düşünüyor, yoksa kendi kafalarına göre düşman oluşturdukları kendi yerleştirdikleri cemaat mensuplarını devletten tavsiye etmeye mi çalışıyorlar. Buna dikkat etmek lazım.

"EKMEKLE OYNUYOR"
28 Şubat'ta da bir sürü insan fişlendi ama kimsenin ekmeğiyle oynanmadı. AKP şimdi direk ekmekle oynuyor. Sendikalarımızın uyanık olması lazım, sarı sendikalar bu işin üzerine yatabilirler ama yarın iktidar değişince kendilerine döneceğini çok iyi düşünmeleri lazım. Bugün birine siz "Bilmem kimin örgütü derseniz, yarın birisi size Tayyip Erdoğan'ın örgütü" diyebilir yani. Kim terör örgütüne üyeyse cezai işlemler yapılır. Ama topyekünmemur güvencesini ortadan kaldıracak bundan sonra devletin işini taşeronlaşmaya götürecek yapı doğru değil.

"HUKUK DEVLETİ İLKESİYLE BAĞDAŞMAZ"
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak: Anayasa Mahkemesi'nin kararına göre; 'kanun hükmünde kararname ile dahi kamu personeline disiplin cezası verilemez. Bu, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz. Maalesef ülkemiz ehil olmayan ellerde bataklığa doğru sürükleniyor.