HABERDENİZLİ.COM / (AA)

Akyol, AA muhabirine, Kovid-19 tanısı sonrası nefes darlığı ve boğulma hissi yaşadığını, ağrıları nedeniyle ilaçla tedaviye başlandığını anlattı.

İlk 3 günün çok ağır geçtiğini, öleceğini düşündüğünü belirten Akyol, "Artık sonum mu diye düşündüm. Çocuklarımı bir daha göremeyeceğim sandım. Hastalık bende panikatağa sebep oldu. Bunu anlatırken bile yüreğim yerinden çıkacak gibi oluyor. Nefes alamayacağım duygusu beni çok korkuttu. Bu hastalığı küçümsemememiz lazım." dedi.

Ailesine de hastalığı bulaştırması nedeniyle evde herkesin ayrı odalarda kendi tedavisini üstlendiğini ifade eden Akyol, evin içinde dahi görüntülü görüşmeyle iletişim kurduklarını dile getirdi.

Akyol, şöyle konuştu: "Oğluma, kızıma ve eşime bir daha sarılamayacağımı zannettiğim anlarım oldu. Telefonla her görüşmemizde son kez görüşüyormuş gibi duygusal anlar yaşadık. İlk 7 gün odamdan çıkmaya korktum. Güneşe hasret kaldım. Dizimin ağrısından tekrar ayağa kalkamayacağım sandım. Yürüyemeyecekmişim endişesine kapıldım. Daha sonra hastalığı başımızdan kovunca yeniden doğmuş gibi oldum."

"HAFİFE ALINACAK TARAFI YOK"

Akyol, hastalık sürecinde yaşadığı baş ağrısını bu yaşına kadar görmediğini, tüm bunların yanında anne ve babasına da hastalığı bulaştırmış olmanın vicdan azabını yaşadığını anlattı.

Tüm aile bireylerinin iyileştiğini belirten Akyol, şunları kaydetti: "Hamdolsun iyileştik. Koronavirüsün kesinlikle şakası yokmuş. Hafife alınacak bir tarafı asla yok. Bana göre maske takmamak cinayettir. 'Ne olacak, maske cezasını öderim.' diyenleri bile gördüm. Biz bilemiyoruz kim taşıyıcı kim hasta. Onun yüzünden birisi hayatını kaybedebilir. Koronavirüsten korunmak için herkesin tedbirlere milli bir görev bilincinde uyması gerekiyor. Bunun bilincinde olmak lazım. Kim ne derse desin yaşamış birisi olarak maske, mesafe ve temizliği kesinlikle dikkat edin."