Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, Enflasyon ve işsizlik yeniden çift haneye dayandığını belirterek,  “AKP’nin iktidara geldiğinden bu yana işsizlik oranı krizde yükseldiği dönem hariç aynıdır” dedi.
Ekonomideki durumun sıkıntılı olduğunu ifade eden Ayhan, “Ekonomi cephesinde özellikle Cari açık, tasarruf yetersizliği, kredilerdeki aşırı büyüme, gibi ekonomik sorunlara karşı geliştirilen enstrümanlar maalesef yetersiz ve güvenilir değildir. Makro çerçevede işsizliği aşağı çeken büyüme konusunda hiçbir ilerleme sağlanamamıştır.Sayın Kurtulmuş’un söyledikleri AKP’nin son 12 yıldır ne yaptığını zaten açıkça ortaya koyuyor.Yılın ilk çeyreğinde ekonomik büyüme 4,3 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’de Yatırımlar ve tasarruflar geriledi, halkın borçları ne haldedir? AKP hükümeti kredileri düşürmek için çeşitli tedbirler getirdiği halde ekonomiyi soğutamadı,   cari açığın GSYH’ya oranı geçmiş yıllara oranla yıllık bazda hemen hemen hiç değişmedi. AKP dönemindeki oynak, istikrarsız ve merhametsiz büyüme yıllarından sonra uygulanan büyüme politikalarının yarattığı tahribat giderek daha net ortaya çıkıyor. Artık büyümek için daha fazla cari açık vermek gerekiyor. 2011 yılında ekonomi %9,1 büyürken cari açığın GSMH’ya oranı %7,4 idi. 2014 yılında %4,3 büyümek için %7,4 oranında cari açık vermişiz. Yani aynı oranda cari açık vererek ekonomiyi 2011 yılı performasının yarısından az büyütmüşüz. Bunlar basında yer alıyor. AKP ekonomi yönetiminin idraki sıkıntılı.Esasen AKP dönemindeki “oynak ve merhametsiz” ekonomik büyüme ile Son on yılda üç kat arttığı söylenen fert başına milli gelir,  gerçekte reel olarak sadece 1,4 kat artmıştır. 2008 yılından bu yana 10.500 dolar düzeyini  (başka deyişle orta gelir tuzağını) bir türlü aşamamıştır. Dolar bazında 2014 yılının ilk çeyreğinde GSYİH değer kaybetmiştir. Bunu söyleyememektedirler” dedi.
Özel yatırımlardaki gelişmelerin  daha da çarpıcı olduğunu dile getiren Ayhan,  “2011 ilk çeyreğinde %Yatırımların yıllık büyüme hızı %35 idi, 2014 de sadece %3,8dir.  2011 ilk çeyreğinde, %40 olan yıllık özel yatırım büyümesi 2014 yılında sadece %1,48dir.  Enflasyon ve işsizlik yeniden çift haneye dayanmıştır. AKP’nin iktidara geldiğinden bu yana işsizlik oranı krizde yükseldiği dönem hariç aynıdır.Buna mukabil enflasyon Mayıs ayında çift haneli rakamlara ulaşırken,   cari açıkta gözle görülür bir iyileşme gerçekleşmezken, uluslararası  konjonktürde para musluklarının her an kısılması ve yön değiştirmesi ihtimali varken, tasarruf oranları GSYİH’nin %12ünü geçemezken, Özel sektör Tasarruf oranları %24den %9a gerilerken, ekonominin dış kaynak bağımlılığı azaltılamamışken, sanayiinin ve ihracatın dış girdi bağımlığı tavan yapmışken ve üstelik   dünyada faizler  yükselme trendine girmişken, Sırf seçim var diye Türkiye’de faizleri 3-5 puan düşürmeyi istemek ekonomik açıdan ne kadar gerçekçidir?Bu vasat ekonomik performansla Türkiye’nin yüksek gelirli ülkeler kategorisine girmesi 2013 hedeflerini yakalaması zordur.Başbakan bu tablonun nesi ile övünüyor.Başbakan ekonomideki gidişatın faturasını merkez bankasına kesmek istiyor.  Merkez Bankası Başkanı ve Ekonomi Kurmayları Başbakanın baskısı altında ekonominin gereklerine göre karar vermekte zorlanmaktadır. Son günlerde ülkenin ekonomik gerçeklerinin ve iktisat literatürünün hilafına Sayın Başbakan seçim öncesinde tabanına sempatik görünmek için Milletin önünde bir piyes oynamaktadır” ifadelerini kullandı.  
Kamu maliyesinde alarm zilleri çaldığını kaydeden Ayhan şöyle konuştu: “Piyesin adı “Faiz İndirimidir’’. Oyuncuları Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve TCMB Başkanıdır.Şimdi olduğu gibi, daha öncede bu konuyu Bakanlar Kurulunda değil, kamuoyu önünde tribüne konuşanların hali meydandaydı. Başbakan kişisel siyasi hırsları uğruna Başbakan yardımcısı ve Merkez Bankası başkanının tüm prestijini ayaklar altına alarak,  seçim ekonomisi ve ekonomik popülizmi doruğa yükseltmiştir. MB başkanı ise Başbakana sabır telkin etmektedir.Elbet teki faizlerin yükselmesi arzu edilen bir husus değildir. Ancak yüksek faiz AKP politikalarının sonucudur. AKP hükümetinin 12 yıldır Türkiye ekonomisini getirdiği acıklı durumun bir neticesidir. Başbakan merkez bankasını vesayet altına almaya çalışmaktadır. Son olarak görevden almalar hızlanmıştır. Kamu maliyesinde de mayıs ayı gelişmeleri alarm zilleri çaldırmaktadır.Ocak mayıs döneminde Toplam bütçe gelirleri %9 artarken, bütçe kamu harcamaları %15 artmıştır.Mayıs ayında Dâhilde alına KDV sadece %0,4 artmıştır. İthalden alınan KDV %-2,2 gerilemiştir. Özel tüketim vergileri %-1,1 azalmıştır. Bu göstergeler iç talepteki zayıflamanın ve piyasalardaki beklenen durgunluğun işaretleridir. “