5 Aralık Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 80. yıldönümü. Dünyada Türkiye, kadınlara 80 yıl önce böyle bir hak tanıyarak ilk sıralarda yer almanın haklı gururunu yaşıyor. 

5 Aralık 214'te kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasının 80. yıl dönümü dolayısıyla şu mesajlar aktarıldı...
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı Tanınmasının 80. Yıldönümü dolayısı ile bir mesaj yayımladı. Başkan Zolan, bir ülkede yaşayan kadınların siyasette ve yerel yönetimlerde söz sahibi olmasının, o ülkenin medeniyet düzeyinin göstergesi olduğunu ifade etti.Zolan, “Dünyanın bir çok ülkesinde kadınların seçme ve seçilme hakkı, düşünce aşamasında bile değilken 80 yıl önce Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı Tanınması ile bu fikir Türkiye'de yasal hale gelmiştir" dedi. Bir ülkede yaşayan kadınların siyasette ve yerel yönetimlerde söz sahibi olmasının, o ülkenin medeniyet düzeyinin de göstergesi olduğuna dikkati çeken Başkan Zolan, "Siyasette, iş dünyasında, kısacası hayatın her alanında kadının varlığı bir ülke için her zaman önemlidir. Kadınların fırsat ayrımcılığına uğramadan hayatın her alanında görünür hale gelmesi, bir ülkenin refahı, huzuru, barış içinde yaşaması ve üretkenliğinin artmasının da kaynağıdır. İnsan hakları ve demokrasi kavramı kadının yönetimde söz sahibi olduğu şartlarda daha da güçlenir. Bu nedenle kadına yönelik şiddet ve negatif ayrımcılık ancak bir toplumun ilerleyişinin körelmesine hizmet eder" dedi.
   KADINLARIMIZIN TOPLUMDAKİ ROLÜ BÜYÜKTÜR.
Ak Parti Denizli Milletveki Nurcan Dalbudak ise gün dolayısıyla şu açıklamayı yaptı, "Kadınlarımıza ilk kez 5 Aralık 1934'de, genel seçimlere katılma, milletvekili seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur.Bugün mecliste temsil oranı %14 e yükselmiştir.Bu da 78 milletvekiline tekabül eder. Bir toplumun gelişmişlik düzeyi insanına özellikle de kadına verdiği değer düzeyindedir. Kadınlarımızın toplumdaki rolü büyüktür. Kadınlarımızın eğitimli, donanımlı,bilinçli ve toplumsal alanda güçlü olması gelişmiş demokratik bir toplumun ön koşuludur.Zira kadınlar, özelde ailenin genelde ise toplumun temelini oluşturmaktadırlar. 'Cennet annelerin ayağı altındadır' düsturuna olan gönülden inancımızla kadınlarımızın toplumsal, siyasal, kültürel gibi her alanda hakettiği değere kavuşması için çalışmaktayız.Bu bilinçle hükümet olarak kadınlar için eğitim, sağlık, sosyal yardımlar alanında birçok ilklere imza attık. Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık konusunda ,iş hayatında Kadın İstihdamı Yüksek Kurulu oluşturularak istihdamla ilgili önemli düzenlemeler yapıldı. Kadının toplumun her alanında aktif rol alabilmesi için ne gerekiyorsa tüm eksiklikleri tek tek ele aldık.Bu duygu ve düşüncelerle bu anlamlı günde  fedakarlığın ve sevginin kaynağı olan tüm kadınlarımızın 5 Aralık Kadın Hakları Günü'nü kutlar saygılar sunarım."

KADINLAR DAHADA GÜÇLENMELİ
Ak Parti İl Başkanı Avni Örki, 5 Aralık 1934'de, kadınların genel seçimlere katılma, milletvekili seçme ve seçilme hakkına kavuştuğunu ifade etti. Kadınların önemini anlatan Örki “Çağdaş ve demokratik bir toplum için kadınlarımızın toplumsal alanda güçlendirilmeleri gerekir. Günümüzde bir toplumun medeniyet düzeyi o toplumun insanlara, özellikle de kadınlara verdiği önemle değerlendirilir”diye konuştu.AçıklamasınıGazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir konuşmasından örnek vererek sürdüren Örki, : "Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zaferegötürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim, diyemez. Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayatkaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmurdemeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakar, o ilahi Anadolukadını olmuştur. Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla veminnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim"sözleriyle Atatürk kadının toplumdaki yerini belirlemiştir” şeklinde konuştu.

KADINLARIMIZA VERİLEN DEĞERİN EN GÜZEL GÖSTERGESİ
Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, batılı ülkelerde kadınların seçme ve seçilme hakkını 2. Dünya Savaşı sonrasında elde ederken, Türk kadının 1934 yılında bu hakka sahip olmasının kadınlara verilen değeri en güzel şekliyle gösterdiğini bildirdi. Kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanınmasının Cumhuriyetimizin en önemli reformlarından biri olduğuna işaret eden Başkan Gürlesin, şu görüşlere yer verdi; "Cumhuriyetimizin daha ilk yıllarında, demokrasi ve kadın hakları açısından böylesine cesur ve başarılı adımlar atıldı ve Türk Kadını’na Seçme ve Seçilme Hakkı 1934 yılında elde edildi. Batılı birçok ülkede, kadınlar bu hakları İkinci Dünya Savaşı sonrasında elde etmişken, kadınlarımızın 1934 yılında seçme ve seçilme hürriyetine sahip olması, kadınlarımıza verilen değerin en güzel göstergesidir. Söz konusu reformların uygulamaya geçirilmesinde ise aradan geçen yıllara rağmen son döneme kadar istenilen ölçüde başarı kaydedilemedi. Biz, kadınlarımızın toplumsal hayatta, iş hayatında, siyasette daha güçlü bir şekilde var olabilmeleri ve eğitim fırsatlarından mahrum kalmamaları gerektiğine inanıyoruz. Hükümetimiz bu alanda çok büyük reformlar gerçekleştirdi, kanunlarımızda önemli değişiklikler yaptı. Bugün eğitimden sağlığa, ticaretten bürokrasiye, sanattan spora kadar her alanda büyük başarılara imza atan kadınlarımız, inanıyorum ki, siyasette daha etkin rol üstlenmeleri halinde, bu alanda da büyük başarı kaydedecek, ülkemizin kalkınmasına, ilerlemesine büyük katkılarda bulunacaktır. Bu düşüncelerle Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilişinin 80. yıldönümünü kutluyor, bütün kadınlarımızı saygıyla selamlıyorum."
EĞER KADIN MUTLUYSA, TOPLUM DA MUTLUDUR.
Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, ‘5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü’ nedeniyle bir mesaj yayınladı. Başkan Subaşıoğlu mesajında şu ifadelere yer verdi: “ "Bir toplumda kadınlar ne kadar bilgili, bilinçli ve eğitimli olursa o toplumların yükselmesi ve ilerlemesi de o kadar iyi ve hızlı olur. Bizim toplumumuzda kadın hem toplumun, hem de ailenin temelidir. Eğer kadın mutluysa, toplum da mutludur. Eğer toplum huzurluysa ülke de huzurludur. Türk kadını asli görevi olan analık sorumluluğunu her zaman yerine getirmiş ve bu görevinden asla taviz vermemiştir. Geçmişte cepheye mermi taşıyan kadınımız, bugün gerek Mecliste gerekse toplumun çeşitli kesimlerinde sesini duyurmaya ve önemli işler yapmaya devam etmektedir.Son yıllarda yapılan yasal düzenlemeler ve çalışmalar ileülkemiz, dünyanın birçok ülkesine kıyasla yüksek standartlara ulaşmıştır. Başta eğitim olmak üzere gerek siyaset ve sosyal hayatta gerekse ekonomik hayatta, kadınlarımızın statüsünü iyileştirici çalışmalara artarak devam edilmektedir."