Öztürk, önümüzdeki süreçte patates fiyatının kilosunun 10 lirayı geçebileceği uyarısında bulundu. Türkiye’de üretim planlaması olmadığı için her yıl en az bir üründe fahiş fiyat uygulandığını, bazı ürünlerin de üretim fazlası nedeniyle çöpe gittiğini belirten Öztürk, “Piyasadaki ürünün yüzde 20’si ancak hallerden çıkıyor. Biz bu oyunun başrol oyuncusuyken figüran olduk. Filmin sorumlusu olarak biz gösteriliyoruz” diye isyan etti. Patates üretiminin geçen yıla göre yüzde 40 daha az olduğunu belirten Öztürk, “Plansızlık yüzünden Ocak ayı sonlarına doğru patates fiyatları artacak. Yine halcileri günah keçisi ilan etmeyin” ifadelerini kullandı. 
Türkiye Halciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Halil Öztürk, üretilen patatesin Türkiye’ye yetmeyeceğini belirterek tüketicileri fiyatların artacağı konusunda uyardı.  Öztürk, “Önümüzdeki aylarda patates fiyatları yükselecek. Özellikle Ocak ayı sonundan itibaren fiyatta ciddi bir artış olacak. Türkiye’de şu sıralar tonaj eksik. Ne kadar eksik olduğunu rakamsal olarak tespit etmek çok zor. Türkiye’nin en büyük handikaplarından biri kayıt altına alınmış bir üretimin olmaması” diye konuştu.

“DENGELİ ÜRETİM ŞART”

Ürünlerin ticaretinin hallerden yapılması durumunda kayıt altına alınabileceğini söyleyen Öztürk, “Ürün hale girerse kayıt altına alınır. Türkiye de istediği roketle tespitini yapabilir. Şu anda ürünün büyük bölümü doğrudan tüketicinin önüne geliyor. Kayıt yok. ÇKS’de üretici sayısı yer alsa da rekolte yazmıyor. Şu anda Türkiye’de ne kadar patates ürettiğimiz konusunda hep varsayımsal hareket ediyoruz. Türkiye önce ürettiğini ve tükettiğini bilmek zorunda. Ona göre planlama ve dengeli bir üretim yapılmalı” ifadelerini kullandı.

“PATATESİN KİLOSU 10 TL OLACAK”

Öztürk sözlerini şöyle sürdürdü: “Patateste rekoltenin ne olduğunu bilmiyoruz. Mesleki deneyimlerimize göre tahmin yürütüyoruz. Bu yıl geçen yıla göre tahmini yüzde 40 oranında patates ekiminin eksik olduğunu düşünüyoruz. Bunu üreticideki depolama modeline, tarladan dekar başına çıkan ürüne bakarak söyleyebiliyoruz. Bu yıl rekolte düşük. Dolayısıyla fiyatı yükselecek. Ocak ayı sonuna doğru tahminimiz tüketiciye yansıyan kilo fiyatı 10 lirayı bulacak. Bu ciddi bir rakamdır. Patates en çok tüketilen ürünlerin başında geliyor. Üstünü söylemiyoruz bile. Bize göre asgari 10 lira olacak” Üç yıl önce yaşanan soğan krizi gibi patateste de sıkıntı yaşanacağını söyleyen Öztürk, “Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin gündemine patates oturacak. Özellikle Ocak - Şubat  aylarına iyi dikkat etmemiz lazım. Yeni üretim Nisan ayı sonlarında olacak. Bu kış patates sıkıntısı olacak, hükümet tedbir almalı. Şu an yapılması gerekenler ancak pansuman olacaktır. Bizim planlama yapmamız lazım. Bu planlama yapılmazsa önümüzdeki yıl farklı bir üründe yine aynı sorunu yaşarız. Her yıl bir üründe bu sorun yaşanıyor. Geçen yıl limonda yaşadık. Bu yıl tam tersi oldu limon bol. Ürün bazında teşvikler verilmeli. Boşa araziye teşvik vermemeli” dedi.

“UYARIYORUZ”

Öztürk şu ifadeleri kullandı: “Fiyat arttığı zaman yine aracılar para kazanıyor diye yorumlanacak. Aracılar kim, hal esnafı… Aslında bizime hiçbir ilgisi yok. Biz aldığımız ürünü yüzde 8 komisyon esasına göre satarız. Şimdiden ikaz ediyoruz. Yarın fiyatlar artınca kimse bizi suçlamasın. Yine günah keçisi biz olmayalım. Şimdiden tedbir alınsın. Gerekirse ihracat izne tabi olsun, ithalatın önü açılsın. Yarın fiyat artınca halciler bundan çok kazanıyor denmesin”Üç yıl önce soğan fiyatlarının artması sonrası halcilerin günah keçisi ilan edildiğini ifade eden Öztürk, “Şu an soğan çok bol. İsteyen istediği kadar gelsin alsın. Halde 1 lira. İşin garibi üç yıl önce günah keçisiydik.  Madem ki böyle bir gücümüz var 5 liradan satalım. Bu soğanın maliyeti zaten 1 lira. Üretici buradan ne kazanacak? Hükümet şu anda fiyatların nereden kaynaklı yükseldiğini fark etmeye başladı. Bu işin bizden sonraki ayağında büyük oynama olduğu fark edildi. Esas fiyat ürün halden çıktıktan sonra yükseliyor” ifadelerini kullandı. 
Hazır ürün almadıklarını, halcilerin de alınan ürüne masraf yaptığını söyleyen Öztürk, “Ben ürünü üreticiden bedava alsam bile masrafı 1 lira. Nakliye, işçilik, çuval ve paketleme masrafları ağır. Geçen yıla göre masraflar 3’e katladı. Bu masrafı yok mu sayacağız” diye konuştu. 
Tüketimde hallerin payının çok azaldığını söyleyen Öztürk, “Satılan ürününün yüzde 20’si ancak hallerden geçiyor. Biz bu oyunun başrol oyuncusuyken figüran olduk ama filmin sorumlusu olarak biz gösteriliyoruz. Kalan ürünün tamamı marketler aracılığı ile tüketiciye ulaşıyor. Aradaki fiyat farkının sorumluluğu bize yükleniyor. Biz olayın neresindeyiz ki… Ona da bakmak lazım. Aradaki fiyat farkını hale soruyorlar. Ben nereden bileyim? Benimle ne alakası var?” diye konuştu. 
Dengeli bir üretim olması gerektiğini belirten Öztürk, “Bazen bir bakıyoruz ihtiyacımız olanın 5 katını üretmişiz. Haydi, ürünler çöpe. Bazen tam tersi oluyor. Ürün yetmiyor fiyatı artıyor. Vatandaş yükseldiği zaman bizi suçluyor. Fiyat çok düştüğü zaman üretici gelip halin kapısına ürünü döküyor. Biz nerede suçluyuz? Türkiye’deki ürünler hallerden çıkış yapsın veriler oluşsun biz piyasamızın ne tükettiğini bilelim. Ama şu an bilmiyoruz. Bilmediğimiz için her yıl bir üründe sorun yaşıyoruz.  Hal esnafının da durumu iyi değil. İnsanlar direnmeye çalışıyor. Suçu hal esnafının üzerine atıp sorunu halının altına süpürmemize gerek yok” ifadelerini kullandı.