HABERDENİZLİ.COM

Denizli Gönüllü Teşekküller Platformu Başkanı Erdal Otçu Denizli Gazeteciler Cemiyeti'nde Ayasofya ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Toplantıda Otçu, "İstanbul elbet bir gün fetholunacaktır.Onu fetheden komutan ne güzel komutan; onu fetheden asker ne güzel askerdir" müjdesine mazhar olan Fatih Sultan Mehmet Han'ın ; İstanbul'u fethetmesinden sonraki ilk cuma gününe denk gelen  1 Haziran 1453'te okuttuğu hutbe ile "kılıç hakkı" olarak  camiye dönüştürülen Ayasofya'nın 24 Temmuz 2020'de cuma namazıyla birlikte tekrar Müslümanların ibadetine açılacak olmasını büyük bir sevinçle karşılıyoruz." dedi.

Konuşmalarına devam eden Otçu, "İlk iş olarak Ayasofya'nın  bahçesinde atından inerek diz çöken ve  yerden aldığı toprağı başına serptikten sonra bronz kapıdan  içeri süzülen Fatih;  Orta Çağı kapatıp, Yeni Çağı açmıştı. Bu mabet; fani bir varlık olan kendisine değil; dünyanın tek hakimi olan Rabb'ine aitti.Öyleyse; O'nun "...Sizin için din olarak İslam'ı seçtim." buyruğu gereğince hareket etmeliydi..Rabb'ine şükür için Kabe'ye dönerek namaz kıldı. Batı Dünyası'nı gök gürültüsü gibi çarpan, elini kolunu bağlayan, kötürüm eden ve ürperten simge; İstanbul'un Fethi değil;  Ayasofya'da Fatih'in kıldığı bu ilk namazdı.. Fatih; Orta Çağı kapatıp; Yeni Çağı açarken; ileride; Türkiye'nin Ayasofya'yı müzelikten çıkarıp; tekrar cami olarak açıp açmamayı tartışacağını hayal bile edemezdi." dedi.

Otçu, "Ecdadımızın beş kıtada kültürel miras olarak bıraktığı camilerin minareleri yıktırılır,ezanları susturulur,ibadete kapatılırken; Ayasofya üzerindeki tasarruf hakkının milletimize çok görüleceğini asla düşünemezdi. "Kutsal Bilgelik" manasına  gelen Aya-Sofya isminin  kelime anlamındaki  bilgeliğin Ortodoks mezhebindeki teslis akidesinin  üç özelliğinden birisi olarak ifade edilmesi ve bunun İslam itikadına aykırı olmasına rağmen; Ayasofya ismine dokunulmaması ve  istisnasız herkesin  camiyi ücretsiz olarak ziyaret edebilecek olması ; Türkiye tarafından inanç turizmine yapılmış büyük bir katkıdır. Ecdadımız zamanında   "Cami-i Kebir" olarak nitelendirilen Ayasofya; şadırvanlar, sebil, imaret, medreseler, kütüphane, muvakkithane, sıbyan mektebi ve türbelerin eklenmesiyle bir külliye haline getirilmiş ve etrafında bir büyük kültür ile tasavvufi bir halka oluşturulmuştur. İsrail askerlerinin tahakkümü ve baskısı altında girilebilen ve altı oyulmakta olan  Mescid-i Aksa ve Kubbetüs-Sahra'ya karşılık; kelime kökeni itibariyle "barış" demek olan İslam dini ve  diğer tüm dinlere mensup kişilerin  huzur içinde temaşa edebilecekleri Ayasofya; Dünya Kültür Mirası olarak Türkiye'nin koruması ve kanatları altında olmaya devam edecektir. Ayasofya'nın tekrar camiye dönüştürülmesi; Müslümanların İstanbul'da ibadethane  eksiği ve ihtiyacı bulunduğu için değil; Fethin ve İstanbul'un özgürlüğünün nişanesi olan Ayasofya'nın ; aynı zamanda İslam'ın "kızılelma"sı olmasındandır." ifadelerini kullandı.

Otçu, "İslam tarih ve kültüründe önemli bir yere sahip Ayasofya'nın; Peygamber Efendimiz'ce (s.a.s) övülen bir komutan tarafından  İstanbul şehri ile birlikte; kendisinden sonraki nesillere vasiyet ile miras bıraktığı bir vakfiyenin  şartlarına uygun olarak kullanıma açılması  egemenlik haklarının milletimize ait olduğunun dünyaya haykırılmasıdır. Ayasofya'nın tekrar camiye dönüştürülmesi; öz yurdumuzda garip, öz yurdumuzda parya olmadığımızın ilanıdır. Ayasofya; bundan sonra İstanbul ve İslam Alemi'ne mahzun mahzun bakmayacaktır. Ayasofya ; artık rüku ve secdelere hasret kalmayacaktır. Zincirler kırılmakta; Ayasofya insanlığın gönlüne,kalbine açılmaktadır. Türkiye ve İslam Alemi; Kurban'da çifte bayram yapmanın sevincini yaşayacaktır. Ecdadımızın oluşturduğu medeniyetin  anahtar kelimesi ve fethin sembolü olan "Ya Fettah" yazılı kapı tokmakları Ayasofya'yı bir kere daha iman dolu kalplere,gönüllere ve  fetih nesline açmıştır. Yıllardan beri Ayasofya'nın özgürleşmesi için dua eden mü'minlere, yaptıkları gösterilerle Ayasofya'yı gündemde tutan Stk'lara, bu konuda emeği geçen, destek veren tüm kurum ve kuruluşlar ile  siyasi iradeye şükranlarımızı sunuyoruz." dedi.