İZMİR (CİHAN)- Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, Tıp Fakültesi mezuniyet töreninde genç doktorlara nasihat etti: “Birincisi hoşgörülü olun, hem kendinize hem de başkalarına karşı. İkincisi çalışkan olun." dedi.
DEÜ Tıp Fakültesi'nin 33. mezuniyet töreni, Fuar Açıkhava Tiyatrosu’nda yapıldı. Törene Rektör Füzün, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hakkı Bahar, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Şerafettin Canda, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülay Canda, DEÜ Uygulama ve Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Eyüp Hazan, İzmir Tabipler Odası Başkanı Prof. Dr. Erdener Özer, dekan yardımcıları, başhekim yardımcıları, enstitü ve yüksekokul müdürleri ve yardımcıları, öğretim üyeleri ve öğrencilerin aileleri katıldı. Açılışta DEÜ Senfoni Orkestrası, solist Erdoğan Turanlı eşliğinde bir konser verdi. Dönem birincisi Dr. Berna Aksoy’un teşekkür konuşmasının ardından söz alan Dekan Canda, 130 tıp doktoruyla 33. mezuniyet törenini düzenlediklerini söyledi. 1 Mart 1978’de kurulan fakültenin o günden bu yana 4 bin 506 mezun verdiğini kaydederek, bu sene eğitimlerinin uluslararası akredite olduğunu vurguladı. Gençlerin çok onurlu ve saygın bir mesleğin üyesi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Canda, mezun doktorların burs komisyonuna katkıda bulunmasını da istedi. Tabip Odası Başkanı Özer ise hekimlerin mesleki bağımsızlığının kalmadığını iddia ederek, vatandaşın hekimlere karşı kışkırtıldığını öne sürdü.
Rektör Prof. Dr. Mehmet Füzün 12 fakülte, 12 yüksekokul, bir konservatuar, 10 enstitü, 38 araştırma ve uygulama merkezi, 50 bin öğrencisi, 7 bin çalışanı ve her yıl 8 bini aşan mezunuyla DEÜ'nün büyük bir camia olduğunu söyledi: “Türkiye ve dünyada insanlığa hizmet eden büyük bir üniversiteyiz.” Ailelere, DEÜden doktor çıkan çocukları olduğu için gururlanmaları gerektiğini belirten Füzün, şunları kaydetti: “27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde Rüştü Asyalı bir söz söyledi: 'Hayatta iki kişiye kendimi borçlu hissediyorum. Biri Mustafa Kemal Atatürk, diğeri de Türkiye’de modern tiyatronun kurucusu Muhsin Ertuğrul.' O bunları söylerken ben de kendimi düşündüm. Aslında benzer cevabı verirdim. Birincisi ben de yüce önder Atatürk’e borçluyum ama ikinci sıraya babamı koydum. O yoksul haliyle beni okuttuğu ve doktor olmaya teşvik ettiği için rahmetle anıyorum. Üç senedir rektörlük yapıyorum, 20 bin öğrencinin mezuniyetine katıldım, nasihatlar verdim. Sizlere de vereceğim. Birincisi hoşgörülü olun, hem kendinize hem de başkalarına karşı. İkincisi, çalışkan olun. Hastayla hekim arasına hükümet, karakedi hiçbir şey giremez. Nefesiniz açlıktan koksa da hasta bakmayarak eylem yapmayın. Üçüncü olarak da Atatürk’ün yolunda asla ayrılmayın. Barışçı olunuz, devrimci olunuz. Devrimci olmak, değişim ve gelişimden yana olmaktır. Atatürkçü olmak, cumhuriyete sahip çıkmak ve onu muhafaza etmektir. Yolunuz açık olsun.”
Konuşmaların ardından mesleğinin 40. yılını dolduran Rektör Danışmanı Canda, 22. yılda yazdığı “Genç Doktorların Türküsü” şiirinin okunmasından sonra çiçeği burnunda doktorlara Hipokrat yemini ettirdi. Dönem birincisi Dr. Aksoy’un mezunlar kütüğüne plaket çakmasının ardından Aksoy, ikinci Dr. Sinem Kocaoğlu ve üçüncü Dr. Mustafa Faraşat’a diplomalarını Rektör Füzün, hediye kol saatlerini Dekan Canda ve plaketlerini de Tabip Odası Başkanı Özer verdi. Mezunlar, tören sonunda keplerini havaya fırlattı, balon ve lav maytabıyla kutlama yaptı. CİHAN