Denizli Sanayici ve İşadamları Derneği (DESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Salih Başöz, karayolu ve demiryolu taşımacılığıyla İzmir Limanı’na bağlanan kentin Menderes Nehri’ni de kullanarak ürünlerini taşıyabileceği önerisinde bulundu. Kaklık Lojistik köyü ve Denizli arasındaki demir yolunun hala bitirilememesi, trenin Denizli merkez ve İzmir arasında yoğun olarak yolcu taşımada kullanılması nedeniyle tüm taşıma yükünün karayoluna kaydığını karayoluyla taşımacılığında maliyetleri arttırdığını belirten Yönetim Kurulu Başkanı Başöz, “Denizli Ekonomisinin Dinamikleri” konulu 19 Ekim 2011 tarihinde yapılan çalıştayın sonuç bildirgesini, Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Çalıştayda, Denizli’nin öne çıkarması gereken sektörler ve bunun için neler yapılması gerektiği ele aldıklarını belirten Başöz, duayen işadamlarının da katılımı ile gerçekleştirilen çalıştayda, lojistik konusunun önemli sıkıntı olarak öne çıktığını kaydetti.

Tartışılması lazım

Yönetim Kurulu Başkanı Başöz, “Coğrafi konum nedeniyle limanlardan uzak olmamız ve demiryolu taşımacılığının daha hala aktif kullanılamaması, lojistik bakımından bizi sıkıntıya sokuyor. Çalıştayda bir arkadaşımız ‘bütün Avrupa’da taşımacılık nehir üzerinden oluyor' dedi. Biz de Menderes Nehri’ni niçin lojistik olarak taşımacılıkta kullanmayalım, Menderes’i kullanarak Denizli’yi Ege Denizi’ne bağlayalım. Bunun münhani eğrileri çıkartılarak taşımacılığa elverişli olup olmadığı ölçülmeli. Yapılabilirse çok da güzel ekonomik bir netice verecektir. Sultanhisar’daki Nysa Antik Kentinde gemilerin bağlanma halkalarını gördüm. Tarih bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor. Menderes’in eski çağlarda taşımacılıkta kullanıldığını tarih kitaplarından okuyoruz. Bu hemen olacak bir şey değil. Kot farklarının oluşturulması lazım. Gerekirse havuz sistemi bile yapılabilir. Bunun bize getirisi, kapasitemiz nedir?. Bunların tartışılması lazım. Beyin jimnastiği yaptığımız bu nevi çalış taylarda bir tek fikir bile milyonlarca dolarlık katma değer olarak kentimize gelebilir.” Dedi.

Marka ve pazarlama sıkıntımız var

Denizli’nin üretimde sıkıntısının olmadığını markalaşma ve pazarlamada sıkıntılar olduğunu vurgulayan Başöz, “Denizli’de tekstil sektöründe üretilen havlu, dünyada Denizli havlusu olarak tanınıyor, Türkiye’de ilk 50 içinde olan firmalarının varlığını ve bunun sağladığı dinamikleri, sağlık turizmine elverişli jeotermal sahalarımızı değerlendirmeliyiz. Türkiye, ABD’ye mermerin tonunu 290-300 dolardan satış yaparken, Meksika 600 dolara, İtalyanlar 1200 dolara satıyor.” Dedi. Çalıştayın sonuç bildirgesi doğrultusunda daha etkin ve ileriye dönük gelişim için yapılması gerekenlere de değinen Başöz, “Pamukkale ve çevresinin turizm anlamında daha da geliştirilmesi, sağlık turizminin yurt içi yanı sıra, yurt dışına da pazarlanması, Denizli-İzmir arasında sabah erken, akşam geç saatlerde ekspres tren seferlerinin başlaması gerekir. Denizli İzmir arasında yolcu taşıyan hızlandırılmış tren birçok istasyonda durduğu için 2,5 saatlik yolu 4,5 saatte bitiriyor. Denizli’nin ekonomisi tekstil ağırlıklı. Tekstilde ciddi sıkıntılarımız olduğu gerçek. Havlu- bornoz üretiminde yoğunlaşma var bunun yanında kopyacılıktan kaçınmalı yeni ürünler bulmalıyız. Traverten, kimya, cam, turizm, tarımsal alan konularında ciddi sıkıntılar var. Teknolojiyi çok iyi kullanamamamız sebebiyle ürünlerimizin çeşitliliği az ve sınırlı üretim yapabiliyoruz. Denizli’nin olumlu yönlerinden bazıları arasında, girişimcilik kültürü, mesleki ahlak, disiplin ve geleneklere bağlılık gösterilebilir. Profesyonel yönetici sayısında bir artış var ama yine de çok az. Bu daha da artmalı.” Diye konuştu.