HABERDENİZLİ.COM / (AA)

Hollanda'dan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında ülkeye dönüşleri sağlanan Türk vatandaşları, tahliyelerin gerçekleşmesini sağlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve devlet yetkililerine dua etti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın koordinasyonunda, Dışişleri, İçişleri, Sağlık, Ulaştırma ve Altyapı bakanlıklarının yürüttüğü çalışma ile Türk vatandaşlarının yurt dışından tahliyeleri sürüyor.
Uçuşlar iptal edildikten sonra Hollanda'dan 22 Nisan'da Türk Hava Yolları (THY) tarafından Türkiye'ye getirilen 349 Türk vatandaşı, Pamukkale ilçesindeki Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı Prof. Dr. Cevat Akşit Erkek Öğrenci Yurdu'nda karantina süreci tamamlandı.

Vatandaşlar özel otobüslerle memleketlerine gönderilecek.

Hollanda'dan gelen Türk vatandaşlarından 60 yaşındaki Semir Bulut, AA muhabirine açıklamada karantinada çok iyi durumda olduğunu söyledi.
Evlerindeki rahatlığı yurtta kendilerine hissettiren görevlilere şükranlarını sunduklarını anlatan Bulut, "Çok misafirperverler. Çok iyi bakıyorlar. Bütün herşey mükemmel. Ne istersek kapımıza kadar geliyor." dedi.

- "Evimizde olan sevgiyi burada daha fazlasını gördük"
Sinoplu Baha Kuruoğlu (65) ise karantina sürecini güzel geçirdiklerini ifade ederek, "Evimizde olan sevgiyi burada daha fazlasını gördük. Cumhurbaşkanımız bizim sesimizi duydu ve anında uçak göndererek bizi el memleketinde bırakmadı. Yoksa orada kalmıştık. Burada ilgi ve alaka mükemmel. Çok şahaneyiz burada. Ancak Hollanda'da maske yok, hiç birşey yok. Herkes sokaklarda geziyor." diye konuştu.
Fatma Kuruoğlu da kendilerini getiren herkese teşekkür etti.
Ankaralı Veysi Yapıcı öğrenci yurdunda özel otelde kalmış hissini yaşadıklarını dile getirerek şunları söyledi:

"Allah razı olsun Cumhurbaşkanımızdan ve hizmet edenlerden. Hollanda'da parklar ana baba günü gibi herkes piknik yapıyor. Çok rahatlar. Burası çok muazzam. Maskelerimiz ve herşeyimiz var. Tüm ihtiyaçlarımızı gideriyorlar. Günde iki sefer muayene ediyorlar. "

Hollanda'da yaşayan çocuklarının yanına eşiyle ziyarete gittiği sırada kovid-19 nedeniyle orada mahsur kaldıklarını ifade eden Civan Arslan da, kendilerini evde gönüllü karantinaya aldıklarını ve konsoloslukla iletişime geçtiklerini belirterek, "Dönmek istediğimi belirttik. Uçuşlardan yararlandık. Karantina sürecinin başlangıcından itibaren yaşadıklarımız gerçekten takdire şayan. Buradaki çalışan insanlar ve ortam son derece iyi, saygılı ve yardımsever. Can sıkıcı tarafı odadan çıkamıyor olmamız dışında herşey mükemmel." ifadelerini kullandı.

Çocuklarını görmek için 30 yıl yaşadığı Hollanda'ya tekrar giden Aslan Karagün, hükümetin kendilerinin elinden tutarak vatan topraklarına getirdiği için teşekkür ederek, "Yurtta çok rahatız. Hiçbir şikayetimiz yok herşey güzel. Biz sadece hazır yiyerek yatıyoruz Allah'a dua ediyoruz." dedi.

- "Türk demek onur demek ve biz artık onurlu olduğumuzu fark ettik."
Bayram Doğan (49), karantina sürecinde keyifli ve sağlının yerinde olduğunu belirterek, "Burada 10 numarayız. Yurt dışında böyle imkanlar yok. Maske ve hijyen yok. Hollanda'da hastaneye bile gidemiyorsun. Doktora bile ulaşamıyorsun. Burada doktor ayağımıza kadar geliyor. Bakım sürecimiz ve günlük kontroller var. Maske dağıtıp dezenfekte ediyorlar. Yurtta 5 yıldızlı otel konforundayız. Biz Hollanda'dan kendimizi ölümden kurtardık. Ölüm insanı her tarafta bulur. Ama o şartlar altında gurbette ölmek var, bide vatanımızda insan gibi muamele görmek var. Türk demek onur demek ve biz artık onurlu olduğumuzu farkettik. Minnettarız. " değerlendirmesinde bulundu.

Hollanda'da doğup büyüyen 36 yaşındaki Şükrü Temiz de, yaşadığı bölgede maske dağıtımının olmadığını belirterek, "Orada ilgi çok az. Doktora telefonla ulaşmak çok zor. Aradığın zaman ilaç iç evinde kal diyorlar. Ülkemiz öyle yapmadı. Bayramda çocuklarına ve sevdiklerine kavuşsun diyerek özel uçak gönderdi. Burada bizi en güzel şekilde ağırlıyorlar. Sabah sahur akşam iftar yemeğimiz geliyor. Oruç tutmayanlara 3 öğün yemek hazırlanıyor. Doktorlar her an kapımızdalar. Yurt çalışanlarından Allah razı olsun. Odalarımız pırıl pırıl." dedi.