DEİM, tarafından yapılan açıklamada şunlar belirtildi;
‘Hiç bir şey yapılmadı demek tabi ki haksızlık sayılabilir ama asıl yapılması gerekenlerin yapıldığını düşünmüyoruz.
Türkiye’de hala İnşaat Müteahhitliği’nin tanımı yok, bu sektörde iş yapan yerel ve ulusal hiçbir firma için resmi işler hariç yeterlilik şartı aranmıyor.
İş güvenliği ve işçi sağlığı konusunda, yalnızca deprem özelinde değil tüm iş sahalarında canlar almaya devam ediyor ama hala etkin bir önlem alınamadı.
Kent planlaması ve depreme hazırlık, depreme karşı sağlıklı yapı yapmak kadar imar planlarının da en az bu kadar önemli olduğu gerçeği unutulmamalı.. Kentsel dönüşüm yasası bir nebze dayanıksız yapıları yenileme fırsatı sunsa da genel planlama çalışmaları halen eksik bırakılmış durumda. Örneğin deprem anında kullanılacak toplanma alanları hakkında hangimiz ne biliyoruz?
Yapı denetim ve nitelikli yapı üretimi, Belki de 17 Ağustos depremi sonrasında en önemli yapısal değişim yapı denetim yasası olmuştur. Ancak bu sistemde gittikçe ticarileşen yönü ve denetimin kamu adına değil de yapı sahibi adına yapılıyor olması denetim mekanizmalarını eksik bırakabilmektir.
Sonuç olarak Türkiye kentleri ve toplumu olası bir büyük deprem felaketine yeterince hazır görünmemektedir, ancak hiç bir şey için geç kalınmış değildir. Unutmayalım deprem değil yanlış zihniyet öldürüyor ve zarar veriyor.
Bu vesile ile bu duyarlılıklarımız tekrar hatırlatıyor,17 Ağustos ve diğer tüm afetlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı rahmetle anıyoruz’ dendi.