MALATYA (CİHAN)- Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (BİLSAM) Başkanı Prof. Dr, İbrahim Gezer, yurtlara yapılan saldırılarla ilgili olarak ”Son saldırılarda dini argümanların seçilmesi dikkat çekicidir. ‘Kürtlerin dini zerdüştlüktür’ sözünü haklı çıkararak ülkenin batısında ‘bunlar işte böyle’ algısı oluşturulmaya çalışılıyor." dedi.
Terör örgütü yandaşlarının Cizre ve Diyarbakır’da imam hatip yurtlarına saldırmasına sivil toplum kuruluşları tepki gösterdi. BİLSAM Başkanı Prof. Dr. İbrahim Gezer, saldırının provakasyon olduğunu ifade etti. Din hizmeti veren kurumlara yapılan saldırılarla toplumu birarada tutan İslam dini üzerinden kitlelerin karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını anlatan Prof. Dr. Gezer, şöyle devam etti: "Türkiye’de İslam dini, bir değer olmaktan öte herkesin mutabık kaldığı, görüşbirliğine sahip olduğu ortaklık. Buradan İslam dinini alırsanız geride hiçbir şey kalmaz. Bu topraklarda İslam’a vurmaya çalışmak cehalet değilse kesinlikle bir ihanettir. Saldırılarda dindar insanların hedef alınması, bölgesel anlamda toplumu karşı karşıya getirme provakasyonudur. ‘Kürtlerin asıl dini zerdüştlüktür’ denerek bu tür argümanlara haklılık kazandırma çalışması yapılıyor. Olaylarla batı bölgelerdeki insanların idraklerinde ‘bunların İslam’la din ile ilgisi yokmuş’ algısı oluşturuyor. Ülkenin batısında ‘bunlar işte böyle’ gibi bir hava oluşturulmaya çalışılıyor. İslam herkesin kimliğinin en önemli bir bağdır. Dolayısı ile burada hepimizin değeri olduğu bunu kırmak çabası gibi görünüyor. Bölgede bilindiği gibi yıllardır bir sorun var. Yıllardır yabancı güçler tarafından, kültür ve medeniyet değiştirme çalışması uygulamaya konulmaya çalışıldı. Son yıllarda bu tersine dönüyor ama yinede bu uygulandı."
Tansiyonun düşmesi için herkesin ortak tepki göstermesi gerektiğini vurgulayan Gezer, "Siyasi liderlerin tansiyonu biraz düşürmesi gerekiyor. Bu tür şeyleri beraberce kınamaları gerekiyor. Kürt sorunun çözümüne yönelik adımlar daha sağlam atılmalı. İstismara kapı açık bırakılmamalıdır. Bu tür olaylar çok ciddi araştırılmalıdır. Bunlar gerçekten kimler iyi araştırılmalıdır. Provakosyon mu olduğu ortaya konmalıdır." dedi.

"YAPILANLARIN PROVAKYON OLDUĞU ORTADADIR"
Malatya Din Eğitimcileri Derneği Başkanı Tahsin Özerdal ise saldırıları şiddetle kınadıklarını ifade etti. Eğitim yuvalarına yapılan saldırıların kabul edilemez olduğunu anlatan Özerdal, "Bunları yapanları bölgedeki herkese mal etmemek gerekir. Yapılanların provakyon olduğu ortadadır. Türkiye’de yaşayan hiçbir insan bunu onaylamaz. Saldırıların arkasındaki kişilerin ciddi şekilde araştırılması gerekmektedir." şeklinde konuştu.
MAZLUM-DER Malatya Şube Başkanı Kadir Yılmaz da seçim arafesinde bazı bölgelerde dindarlara, din eğitimi almaya çalışan gençlere saldırıların çok üzücü bir durum olduğunu söyledi. Yılmaz, "Bu ülküde büyük bir müslüman kitle var. Onların bu tür medrese imam hatip gibi yerlerin toplunmun nezdinde özel bir yeri vardır. İslam toplumu kendilerine yapılan bu saldırılara asla müsaade etmeyecektir. Bu türlü eylemleri düzenlemek isteyenler bu saldırılardan vazgeçmelidirler. Toplumun vicdanında yok olup gittiklerini bilmelidirler. İslam toplumuna saldırırarak bir takım şeyler amaçlıyorlar. Bilsinler ki bu türlü saldırıların kendilerine de bir hayrı olmayacaktır. Olsa olsa uluslararası karanlık güçlerin, Ortadoğu halkları üzerinde binlerce yıllık geçmişten gelen emellerini tatmin etmekten ileri gitmeyecektir. Kardeş kardeşe bu saldırıları yapmaz. Binlerce yıl İslam toplumu olarak birararada yaşamışız. Biz ırkçılığı asabiyeti hayatımızda bulundurmadık. Çünkü inancımız bunu reddediyor. Bizim dinimiz barıştan huzurdan adaletten insanca yaşamadan şereflice yaşamaktan bahsederken böyle bir durumu asla görmedik. Bu tür saldırlara asla tasvip edilemez. Türkiye toplumu bütün etnik unsunlarıyla kardeşçe yaşamalıdır. Asla böyle bir zalimliğe de gitmemelidir." diye konuştu.

CİHAN