Temel atma törenine Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Yıldırım, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Ali Özgür, Denizli Baro Başkanı Müjdat İlhan ile avukatlar, çok sayıda yargı mensubu ve daire müdürleri katıldı.
Törende ilk olarak Denizli Barosu Başkanı Müjdat İlhan, bina inşaatı hakkında bilgi verdi.
İlhan, “Baro olarak ihtiyaç duyduğumuz ve önemsediğimiz bir yatırıma başlıyoruz. 3 bin 455 metrekare alana, içinde sosyal ve mesleki birimlerin bulunduğu 3 katlı yeni bina yapılacak. Türkiye Barolar Birliği’nin onayladığı bina, yine birliğin kaynakları kullanılarak yapılacak. Baro hizmet binası, alt katı 400 kişilik büyük bir konferans salonu, bir üstü staj eğitim merkezi, başkanlık birimi, lokal, otopark, kütüphane, hukuk müzesi olarak inşa edilecek. İnşaatın en kısa sürede tamamlanarak hizmete girmesini arzuluyoruz” dedi.

BİRLİKTELİK ÖRNEĞİ
Temel atma törenine katılan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof.Dr. Metin Feyzioğlu, avukatların katılımı ile satın alınan ve inşaatına başlanan binanın Türkiye’de özlenen birlikteliğe örnek olduğunu belirterek, “Denizli Barosu Hizmet Binası, geçmiş baro başkanlarının girişimleri ve iktidar ve muhalefet vekillerin desteği, Denizli Belediyesi’nin yaptığı imar planı değişikliği ile bu aşamaya getirilmiş. Bu Türkiye’de özlenen birlikteliğin güzel bir örneği. Biz temelini atıyoruz. Açılışını da inşallah biz yaparız” diye konuştu.

YARGIYA GÜVEN AZALIYOR
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Feyzioğlu, Adana’da durdurulan MİT tırları olayıyla ilgili 5 savcının HSYK tarafından görevden uzaklaştırılması ile ilgili konuştu. Yargıya güvenin her geçen gün eridiğini belirten Feyzioğlu, şunları kaydetti:
"Siyasi iktidarın rahatsız olduğu her işlemde savcılar hakimler yerlerinden ediliyor. Böyle olunca da işin aslını halkımız öğrenemiyor. Birçok soruşturma güçlü delillere rağmen kapatılıyor. Kendileri Anayasa Mahkemesi’ne güvenmiyoruz diyorlar. Ama vatandaş olarak bizim sulh cezaya ya da asliye cezaya güvenmemizi bekliyorlar. Biz de güvenmek istiyoruz. Bu ülkenin avukatına hakimine, savcısına büyük yanlıştır. Bu olay da bu şekildedir. Siyasi iktidar bana komplo kuruyorlar diye yeni kutuplaşmalar yarattığı bir olayda HSYK’nın değişmesinin ardından görevden almalar başladı. Yargının üzerinden bu gölgeleri kaldırmak lazım. Ben bu görevden almalar doğrudur yanlıştır mevzusuna girmiyorum. Ancak o kadar çok müdahale yapılıyor ki vatandaş yargının siyasi iktidarın güdümünde yürüdüğünü düşünmeye başladı. Bu olaylardan kurtulmadığımız sürece kendimizi hukuki güvenlikte hissedemeyiz kendimizi. Mesele doğru sistemi kurmaktır. Doğru sistem olmadığı sürece kişiye göre rahat etme ya da huzursuz olmak oluyor. Görevden alma ile ilgili olayda dosyayı tam bilmediğim için konunun haklılığı ya da haksızlığı ile ilgili esasa ilişkin bir cümleyi doğru bulmuyorum."