Arslan, "Biz, Cumhuriyetin yılmaz savunucuları ve Atatürk'ün neferleri olarak, ne sizin enkaz edebiyatınıza, ne de Cumhuriyet’e “reklam arası” deme cüretsizliğini gösteren vekillerinize pabuç bırakmayız.​" ifadesini kullandı.

"Türkiye ‘Enkaz Devraldık’ edebiyatını şimdiye kadar çok duydu, ancak Cumhuriyet'le ilgili 'enkaz' açıklamasını bir Cumhurbaşkanı eşinden ilk kez duyuyoruz ve hayretle izliyoruz. 

Bunu söyleyene ve söyletene bir çift sözüm var,

Acaba Cumhuriyetin hangi uygulaması kendisine zarar vermiştir? 
Geldiği nokta, elde ettikleri haklar Cumhuriyet'in sayesinde değil midir? 

Cumhuriyet olmasaydı bugün Saraylarda olabilecek miydi, böylesine rahat konuşabilecek miydi? Ülkemiz bugün gelişmekte olan bir ülke konumuna geldiyse, bu Atatürkçülüğün ve Cumhuriyetin sayesinde değil midir ? 

Bizleri bugünlere getiren bir rejimi neden kötülüyorsunuz ve 'enkaz kaldırdık' diyorsunuz? Hangi enkazı kaldırdınız? Yaptığınız bütün işler ve değişiklikler tamamen kendi ideolojinize ilişkindir.

Osmanlı döneminde kadının konuşma hakkı, seçme ve seçilme hakkı yoktu. Kadınlarımız geri plana itilmiş,eve mahkum edilmiş bir şekilde olan,gerçek kimliğini bulamayan, mirastan yarı nisbetinde faydalanan, şahitlikte bir erkeğin şahitliği karşısında iki kadının dinlenmesi uygulamasını yapan bir düzen vardı.

Resmi nikahsız çokeşliliğin olduğu,kadının evinde değerinin olmadığı bir rejimden,gerçek anlamda kimlik ve kişilik kazandıran bu Laik Cumhuriyet'i nasıl enkaz olarak nitelendirip 'enkaz kaldırdık' diyebiliyorsunuz? 

Buna vicdanınız nasıl müsaade ediyor?

Ekonomiyi tüketim ve borçlanmaya, ithalatla büyümeye, eğitimi gericiliğe mahkum ettiniz. 

Şimdiye kadar bu ülkede kimler geldi, kimler geçti. Bir gün gelecek siz de gideceksiniz.

Sizden sonra gelenlerin sizi inkar etmesine yol açmamak için, siz de geçmişi inkar etmeyiniz,yapılanları takdir ediniz,enkaz olarak da nitelemeyiniz. Bunu hiç kimse kabul edemez. 

Bunu söyleyerek yandaşlarınıza mesaj vermek istiyorsunuz ancak hiç kimse bu tutum ve davranışınızı tasvip etmiyor ve gerçekçi bulmuyor.

Şimdiye kadar ne bir Cumhurbaşkanı, ne de eşi kalkıp da temsil ettikleri Cumhuriyet rejimine, devletin ve toplumun kazanımlarına dil uzatmadı. İnsanlar oturdukları koltuğun, bugün üzerinde yaşadıkları toprağın varlık nedenine,rejimin sahibine saldırmamalıdır.

Bu topraklardan ekmek yemiş, Cumhuriyet sayesinde kimlik ve kişilik kazanmış,hayal bile edemeyecekleri makam ve mevkiye erişmiş, seçme ve seçilme hakkını kazanmış,okuma yazma öğrenmiş,eli kalem, dili söz tutmuş her insan sözüne ve duruşuna çok dikkat etmelidir. Dikkat etmez ise bir gün gelir, ettiği sözlerin altında kalır.

Bu sözleri söylememesi gereken makamda oturan kişiler, Cumhuriyet’i yıkma,onunla kavga etme noktasına gelemez,enkaz sözünü edemez.

Türkiye Cumhuriyeti'nin tepesinde oturanlar, hiç düşündüler mi; Cumhuriyet olmasaydı, onlar nerede olurlardı? Cumhurbaşkanı veya eşi olabilir miydi? Bunların kıymetini bilmeden, Cumhuriyetin erdemine ve faziletine vakıf olamamışsanız, Cumhuriyet aleyhine çalışmaya ve altını oymaya devam edersiniz,sonra da enkaz kaldırdık dersiniz.

Ülkemizdeki can yakan terörü hafife alarak,Cumhuriyetle kavgaya devam ederseniz,kamu çıkarını unutup devleti kendinize göre yönetmeye kalkarsınız,bunun zararını önce siz,daha sonra bu millet çeker.Makam ve mevkinizi kullanarak Cumhuriyetin kazanımlarını,inşa ettiği kurumları ve değerleri satıp savma telaşına girersiniz.Atatürk’ün bu millete bıraktığı tüm değerleri kaldırmak için çalışırsınız.

Cumhuriyet, Atatürk ve silah arkadaşlarının büyük gayretiyle kurulmuş rejimin adıdır. Cumhuriyet bizim milletimizin ortak paydasıdır ve en önemli değerlerindendir. Cumhuriyette kadın- erkek eşitliği ve özgür düşünce vardır.

Bu rejimde herkes birbiriyle iyi geçinmeyi,komşuluk hakkına özen göstermeyi, farklılıklarıyla birlikte gönülden bağlanmayı amaç edinir.

Cumhuriyet, insana ve insanlığa yakışmayan kin ve nefret tohumlarını yok eden bir anlayışın sistemidir.

Bir çok kuşağı onurla ve güvenle yetiştiren, birbirinin kapısını tereddütsüz ve iyilikle çalan,komşuların arasına dini, mezhebi, etnik kimliği, soyu sopu sokmayan,ayrışmayı ortadan kaldıran bir rejimdir Cumhuriyet.

Bugün 'enkaz kaldırmak'tan bahsedenler,Cumhuriyet’in kazanımlarını yok etmek için çalışıyorlar.

Cumhuriyet öncesi kadınlarımız eğitimden uzak tutulurken,toplumsal yaşamdan koparılırken, laik eğitimden geri bırakılırken susan, küçük yaşta kızlar zorla evlendirilirken sonuç getirecek tavır alamayanlar kadın cinayetlerinin önünün alınamadığı bir noktada, Cumhuriyetin kazanımlarından yana somut tavır almalıdır.

Konuşulması gereken enkaz kaldırmak değil,kadın haklarının daha da güçlendirilmesi ve kadın cinayetlerinin sonlandırılması olmalıdır.

Açıkça soruyoruz:

Enkaz kaldırmaktan bahsettiğiniz Cumhuriyetin, kadınlara eşit haklar sağlayan Medeni Kanunundaki hangi kazanımlarına karşısınız?

Madem bir yıkım derdiniz var; Cumhuriyet sayesinde gelen, kız ve erkek çocuklarına eşit şartlarda sunulan karma eğitime neden karşısınız?

Kadın-erkek eşitliğini her ortamda sağlamaya kararlı bulunan Laik Cumhuriyetimiz sizin için neden enkaz oldu?

Cumhuriyetin yurttaşlık tanımındaki birleştirici değerleri sizi neden rahatsız ediyor?

Biz, Cumhuriyetin yılmaz savunucuları ve Atatürk'ün neferleri olarak, ne sizin enkaz edebiyatınıza, ne de Cumhuriyet’e “reklam arası” deme cüretsizliğini gösteren vekillerinize pabuç bırakmayız.

Bizi bu günlere getiren, yıllarca içte ve dışta barışı sağlayan, milletimizi kimlik, kişilik ve itibar sağlatan Atatürk Cumhuriyetine kimse laf edemez, enkaz olarak göremez. Görenlerin her zaman karşısında oluruz.