HABERDENİZLİ.COM

Erken seçimin 2022 yılı sonbaharında yapılabileceğini söyleyen Babacan, “Sandıklara mutlaka sahip çıkmak gerekiyor ama bundan da öte aslında en önemlisi seçimi açık farkla kazanmak gerekiyor. Bu işin garantisi bu” ifadelerini kullandı. Babacan Türkiye’de iktidarın değişmesinden hemen sonra birkaç gün içinde iklimin değişeceğini belirtti.

Partisinin il kongresine katılmak üzere Denizli’ye gelen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan gazetecilerle kahvaltıda buluştu, sorularını yanıtladı. Babacan, olası bir seçimde sandık güvenliği ve adil bir seçim süreci konusunda ciddi kuşku ve endişelere sahip olduklarını ifade etti. Babacan bir gazetecinin ‘Anket verileri açıklanıyor. DEVA Partisi içinde bir skala var, gösterilen oranlar var. Sizler anket yaptırdınız mı?’ sorusuna, “Biz partimizi kurmadan önce detaylı anketler yaptırdık. Çok geniş istişareler yaptık. Vatandaşlarımız siyasette yepyeni bir seçenek görmek istediklerini kanat getirdiler. Çok isabetli bir karar aldığımızı görüyoruz “ dedi.

“BİZ DEMOKRASİ İÇİN YOLA ÇIKTIK”

“Biz demokrasi için yola çıktık” diyen Babacan, “ Yaptırdığımız anketlerde mevcut siyasi partilerin ülkemizin sorunlarını çözme noktasında vatandaşlarımızın yeter kadar ümitli olmadığını gördük.  Vatandaşlara çok sordu sorduk. En çok sorduğumuz soru, ‘Bugün ki Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz, nasıl bir ülkede yaşamak istiyorsunuz?’ gördük ki vatandaşlarımızın tarif ettiği tanımladığı, yarınlarda görmek istediği Türkiye ile bizimki aynı. Halkımızın bir arada olma iradesi çok yüksek. Kutuplaştırıcı dil siyasette çözüm üretemediği gibi ötekileştirerek oy toplamaya çalışan dil etkili olamıyor. İnsanlar artık mürebbet yaşamak istiyorlar. Bizde farklı toplum kesimlerinin ortak olacağı bir Türkiye için yola çıktık. Bunun için çalışıyoruz” diye konuştu.

“DOĞRUDAN GÖRÜŞMEK ANKETTEN DAHA İYİ…”

“Partiyi kurduktan sonra para vererek araştırma ve anket yaptırmadık” diyerek sözlerine devam eden Babacan, “ Ancak yapılan araştırmaları inceliyor ve bakıyoruz. Şunu unutmayalım, pandemi ile beraber yüz yüze araştırma yöntemi uygulanmıyor. Telefon aracılığıyla yapılıyor. Ayrıca son 3-4 yıldır anketlere cevap verme eğilimi çok düşük. Ankete katılanlar bile çekimser, korkuyorlar.  Pazarcı, esnaf normal vatandaşlar ‘telefonlar dinleniyor mu’ diyor? Yapılan araştırmaların değeri var, yok sayamayız ancak doğru ölçüm de diyemiyoruz.  Anket için belirli 20 il seçiliyor ve böyle yapılıyor. Günde 50-100 kişi aranıyor. Ancak biz saha çalışmalarını önemsiyoruz. Denizli’de esnaf ziyaretleri yapacağız. Çarşıya, pazara gideceğiz. Anket şirketlerinin aradıklarından daha fazla insanlar görüşeceğiz. Doğrudan aldığımız bilgiler her türlü anketten daha iyi oluyor” ifadelerini kullandı.

Babacan, olası bir seçimde sandık güvenliği ve adil bir seçim süreci konusunda ciddi kuşku ve endişelere sahip olduklarını ifade etti. Türkiye’de gücün tek bir elde toplandığını söyleyen Babacan, bir gazetecinin ‘Adil bir seçim yapılacağına inanıyor musunuz?” şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi:

* Seçimlerin gerçekten adil olması, özgürce yapılması; seçim sonuçlarının güvenilir bir şekilde toparlanması ve kamuoyu ile paylaşılması demokrasinin olmazsa olmazı.

* Fakat şu son 2019 yerel seçimlerine baktığımızda, 2018 genel seçimlerine baktığımızda, hatta 2017 referandumuna baktığımızda maalesef bu konularla ilgili bizim ciddi kuşku ve endişemiz var.

* Türkiye’nin farklı bölgelerinde farklı sandıklarda gerçekten demokrasiye hiç yakışmayan, hukuka adalete sığmayan uygulamalar olduğunu duyduk, gördük, biliyoruz.

* Dolayısıyla sandık güvenliği konusunda mutlaka siyasi partilerin çok ileri teknik ve hazırlıklar yapması gerekiyor. Yani sandık güvenliği ile ilgili bugünden ciddi hazırlıklar gerekiyor.

“BİLİYORSUNUZ İSTANBUL’DA YAPTILAR”

* Sandıklara mutlaka sahip çıkmak gerekiyor ama bundan da öte, aslında en önemlisi seçimi açık farkla kazanmak gerekiyor. Bu işin garantisi bu… Yani seçim böyle uc uca, baş başa olursa biliyorsunuz İstanbul’da yaptılar.

* Dediler ki; ‘10 bin oyla İstanbul’u mu vereceğiz?’… Dediler değil mi? Bu ifade kullanıldı hem de sayın cumhurbaşkanının kendisi tarafından.

* Şimdi hukuk ne diyor; bir oy bile fark çıksa vereceksin diyor.

* Demek ki; böyle eğer fark az olursa değişik tablolarla karşı karşıya kalabiliriz.

* Onun için çabanın mutlaka seçimi açık farkla kazanmak olması lazım, hedefin açık fark olması lazım… * İkincisi de sandık güvenliği ile ilgili tüm siyasi partilerin bu işi ciddiye alan iyi bir teknik ve hukuki hazırlığı bugünden yapmaları lazım.