HABERDENİZLİ.COM

Catlık acıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Ülkemiz yaklaşık iki senedir ekonomik anlamda büyük bir sınav vermektedir. Türk milletinin devletine olan bağlılığı işine, emeğine olan saygısı yaşadıkları sıkıntı ve problemleri çözme şekilleri hep saygı çerçevesinde olmuştur.

Ancak bir ülkenin gelişmesi, ilerlemesi ve yeni hayallerinin peşinde olması tüm sektörlerde, heyecana bağlıdır. Heyecan yoksa, bunun yerini tedirginlik ve gelecek kaygısı almışsa ilerlemek, yol almak mümkün olmayacaktır. Mevcut  bulunduğumuz ekonomik koşullar piyasaların daralması banka faizlerinin yüksek olması sebebiyle sıcak para akışlarının durması birçok sektörü zor durumda bırakmış bırakın yatırım yapmayı işletmeler mevcut durumlarını koruma çabası içerisine girmiş ve birçok yatırımcı, işletmeci kendi içerisinde büyük bir özgüven kaybı yaşamıştır.

Son yapılan elektrik zamlarının bütün tüketim ve üretim ilişkilerini etkilediği görülmektedir.

Ekonominin dinamikleşmesi için maliyetlerin düşürülmesi gerekirken kamusal maliyet artışlarıyla karşılaşılmıştır. Bu grafik bizi enflasyona götürmekte  ve faizleri yükseltmektedir. Ülkemizde özellikle enerji kaynakları ile ilgili  son dönemde yapılan hamlelerin üretimi arttırıp fiyatı düşürmesi beklenirken,  arzın güçlü olması talep karşısında tam aksi yönde fiyatları yükseltmektedir. 
Enerji kaynaklarının doğru ve verimli kullanılması ile ilgili olarak evimizden işyerimize kadar dikkat edilmekle beraber dağıtım şirketlerinin iş yerlerinin elektriklerini kapatarak faaliyetlerine son verdiklerini duymaktayız ve bundan son derece üzüntü duymaktayız. Bu konuda enerji verimliliği ve kullanımı konusunda titizlenen hane halkı, iş adamaları, sanayiciler tedirgin olmaktalar ve bu tedirginliklerini üretim ve tüketim eylemini etkilemektedir. Çözüm olarak mevcut elektrik zamlarını EPDK’nın yeniden gözden geçirerek yapılan zam oranlarında bizce  vergiden düşürülmesini gerekmetedir.

Sadece vergi ile ilerleyen bir süreç değil üretimle  yol alacak bir ekonomi modeli öngören bir yapı olmasını istiyoruz. Bunlar olmazsa kurumlar maliyeti düşürmek adına farklı tasarruflara gidecek, yatırım duracak, işsizlik artacak bu da sosyal yaşamı inanılmaz derecede etkileyecektir.

Oysaki önceki yazılarımızda da AYSİAD olarak ekonominin uzun vadede daha doğru bir yapıya ulaşması için çözüm önerilerimizi şöyle sıralamıştık:
•    Günlük ve geçici çözümler değil uzun vadeli ve kalıcı çözümler ortaya atılmalıdır. İşletmeler her gün yasa ve yönetmelik değişiklikleriyle karşılaşmamalıdır. 
•    İşletmelerimizi destekleyen teşvik yasaları, banka kanunu değişiklikleri, iş-kur vb. kuruluşların uyguladığı olanaklar sadece büyük işletmelere değil, ülkemizin yükünü kaldıran küçük işletmelere de uygulanmalıdır.
•    Gelişim ve büyüme sadece para kaynağı sağlamakla değil üretimi harekete geçirmek ve dışa olan bağımlılığı azaltmakla olacaktır. 
•    Tarım, hayvancılık, ormancılık, turizm, ticaret ve sanayide ihtiyaçlar bu sektörlerdeki işçisinden işverenine kadar istişare yapılarak sorunlar tespit edilmeli ve uzun vadeli kalıcı çözümler bulunarak harekete bir an önce geçilmelidir.
•    Bankalar özellikle meslek sahibi, esnaf zanaatkarlar, ticarethane ve üretim yapan sanayicisinden hane halkına kadar kredi şartlarını yeniden gözden geçirerek kredilendirme şartlarını hafifletmeli piyasaya nakit para akışı sağlanmalıdır.
•    Bu bağlamda ihtiyaca göre kredi verilmesi gerekirken, ihtiyacı olmayanlara kredi vererek ülkemizde ki gayrimenkul, yatırım ve üretim yanlış yönde manipüle edilerek spekülatörlere yol açmaktadır.
•    Halbuki devlet mekanizması çalıştırılırsa zorda olan firmalar kurtarılarak ekonomiye can katılacaktır.
•    Devlet alacaklarının;  SGK, Maliye ve benzeri kuruluşların, teşvik, erteleme, faiz indirimi ve taksitlendirme gibi faaliyetlerine süreç içerisinde daha da arttırarak devam etmelidir.

Özetleyecek olursak, vakit kaybetmeden katlanılması gereken sıkıntı ve yaşanılacak problemleri tüm paydaşlara  doğru anlatarak, tasarruf etmemiz gerektiği, disiplini  elden bırakmamamızı ve  verimliliği yükseltmek için dinamiklerimizi yüksek tutmamız gerektiği bilinmelidir.  
   Yüce Türk Milleti her türlü sıkıntı ve problemi çözebilecek donanıma, yeteneğe ve hayal gücüne sahiptir". dedi.