Kadınların, hayatın her alanında eşit haklara sahip olma çabasının, yüzyıllardır süregelen bir mücadele olduğunu ifade eden Keçeci, “Kadın-erkek eşitsizliğinin en çok hissedildiği alanlardan biri de maalesef ki iş hayatıdır. Bugün gerek lise gerekse yükseköğretim seviyesinde en başarılı öğrencilerimizin çoğunluğu kızlarımızdan oluşmaktadır. Ancak konu istihdama gelince bu başarılı kızlarımız ne yazık ki ortadan kaybolmaktadır. Türkiye, %28’lik kadın istihdam oranı ile OECD’nin en geri kalan ülkelerinden biri konumundadır. Halbuki gerek gelişmişlik gerekse yoksulluğun giderilmesi konusunda kadın istihdamının, erkek istihdamına göre pozitif bir etki yarattığı rakamlarla sabittir. Ne yazık ki ülke olarak elimizdeki cevheri kullanamamaktayız. Son yayımlanan IMF raporuna göre Türkiye, kadınların ekonomiye katkısını değerlendiremeyen ülkeler arasında üst sıralarda ve Türkiye'nin işgücü açısından kadın-erkek uçurumundan kaynaklanan ekonomik kaybı GSYH'sinin yüzde 25’i civarındadır. Yani Türkiye, kadınların sağlayabileceği yüz milyarlarca dolarlık ekonomik potansiyeli değerlendirememektedir.

Bu nedenle kadın istihdamının ve kadın istihdamını tetikleyen kadın girişimciliğinin bizim odaklanmamız gereken başlıca konular olması gerekirken bu konuda sadece maddi desteklerin konuşuluyor olması, bizim gelişmemizi engellemektedir. Halbuki bizim çoktan kadın istihdamını ve kadın girişimciliğini arttırmak için çocuk ve yaşlı bakımının kurumsallaşması, ücret ayrımcılığının giderilmesi gibi konularda politika yaparak bunları uygulamaya almamız gerekiyordu. Kadın erkek eşitliğinin, kadın haklarının tartışılmaya ihtiyaç duyulmadığı, kadınların tacize, tecavüze, şiddete ve diğer her türlü haksızlığa maruz bırakılmadığı 8 Mart’ları birlikte kutlamak ümidiyle, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.” dedi.