Kaspersky Lab ve B2B International tarafından Türkiye’yi de kapsayan 26 ülkede yapılan bir araştırmaya göre, banka ve ödeme hizmeti şirketlerinin yüzde 62′si müşterilerinin çevrimiçi mali işlem adedinde ciddi artışlar olduğunu belirtti, yüzde 50′si ise çevrimiçi finansal dolandırıcılığın arttığını düşünüyor. Fakat buna rağmen büyük bölümü dolandırıcılık konusunda “olay gerçekleştirdiğinde ilgileniriz” zihniyetinin belirtilerini gösteriyor.
Araştırmaya göre birçok banka ve ödeme hizmetleri tedarikçisi, müşterilerin giderek daha fazla cihazla ve daha fazla sayıda çevrimiçi finansal işlem yaptığı bir ortamda; kendilerini ve müşterilerini finansal dolandırıcılığa karşı korumakta zorlanıyor.
Katılımcıların üçte ikisine göre müşteriler giderek artan sayıda cihazla çevrimiçi ödeme yapmakta ancak yalnızca yüzde 53′ü çift etkenli kimlik denetimi yapıyor ve yalnızca yüzde 50′si özel bir gerçek zamanlı dolandırıcılık engelleme çözümü kullanıyor. Oysa yüzde 22′si bunun en etkili korunma yöntemi olduğunu düşünüyor ama diğer yandan kullanmıyor. Yarısından azı bu çözümü müşteri cihazlarını da kapsayacak şekilde kullanıyor ve yalnızca yüzde 67′si tüm çevrimiçi ödemeler için güvenli bir bağlantı sağlıyor.
Beklendiği üzere yüzde 48′i riski ortadan kaldırmak yerine dağıttığını kabul ediyor, yüzde 29′u ise finansal dolandırıcılık işlemlerini tamamen ortadan kaldırmak yerine bunlarla ayrı ayrı ilgilenmenin daha ucuz olduğunu ifade ediyor.
Kaspersky SafeMoney İş Geliştirme Şefi Ross Hogan’ın yorumları şu şekilde oldu:
“Çalışmaya göre bankalar ve ödeme kuruluşları, günümüzün bağlantılı ve çok kanallı müşteri ortamında çevrimiçi finansal dolandırıcılık yönetiminde zorlanıyor. Görüştüğümüz kuruluşların yüzde 38′i bir işlemin gerçek veya dolandırıcılık amaçlı olduğunu belirlemenin giderek zorlaştığını, endişe verici şekilde üçte birlik bir kesim ise dolandırıcılık engelleme konusuna ‘olay gerçekleştiğinde ilgileniriz’ şeklinde yaklaştığını itiraf ediyor. Kendi yaptığımız bir araştırmaya göre 2014 yılında dünya çapında 2,7 milyon müşteriyi hedef alan 22,9 milyon finansal zararlı yazılım saldırısı gerçekleştiği dikkate alındığında, her bir olay ile ayrı ayrı ilgilenmek şeklindeki yaklaşım üzün vadede sürdürülebilir bir seçenek değildir.”
Çalışmaya göre genel amaçlı internet güvenliği yazılımları, giderek daha iyi gizlenen ve finansal dolandırıcılığa yol açan kimlik avcılığı ve zararlı yazılım saldırılarına karşı etkili bir korunma yöntemi olarak görülmüyor. Katılımcıların yüzde 10′undan daha azı bu seçeneği tercih etti.