Aktif Eğitim Sen Basın ve Dış İlişkiler'den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Mehmet Tezcan'ın da katıldığı veAktif Eğitimciler Sendikası Denizli Şubesi'nin 1. doğum günü pastasının kesildiği programda üyelerin yoğun katılımı dikkat çekti. Açılış konuşmasını yapan Şube Başkanı Aydın Karaca açılış konuşmasında, “Kuruluş tarihi olarak çok genç olmamıza rağmen üye sayısı olarak ülkemizin en çok üyeye sahip sendikalardan birisi olmamız hem bize güç veriyor, hem de önemli sorumluluklar yüklüyor. Şu anda salona sığmayan ve bir kısmını ancak lobide misafir edebildiğimiz üyelerimizin dinamizmi bize de enerji veriyor. Üyelerimizin eğitim konusundaki duyarlılıkları, çalışkanlıkları ve fedakarlıkları tüm eğitim camiasının mâlumudur.
Bizim anlayışımıza göre eğitimcilik tüm ülkemizi ortak ve parlak bir geleceğe taşımak için mesai saatlerine sıkıştırılamayan emek ve alınterimizle insiyatif ortaya koymanın adıdır. Bunun için duyarlılık gösteren kim olursa olsun bizim çözüm ortağımızdır. Sendikamızın her yıl tekrar edecek bir etkinliği olan “Okula Can Veren Öğretmenler” yarışmasında sendika üyemiz olan veya olmayan çeşitli meslekdaşlarımız aday gösterildiler. Değerlendirme sonucunda birbirinden değerli adaylar arasından henüz üyemiz olmayan bir arkadaşımız il birincisi seçildi. Bu küçük örneğin gösterdiği anlayışa ülkemiz bugün muhtaçtır.
Eğitim yöneticilerin atanmasında herhangi bir zihniyete ya da siyasi anlayışa yakınlığına göre karar verilmesi belki birkaç kişiye geçici ve haksız bir mutluluk sağlar fakat aslında tüm ülkenin geleceğine yapılmış bir haksızlık olacağı da unutulmamalıdar. Aktif Eğitimciler Sendikası olarak milli eğitim hizmetlerinin verilmesinde ve yönetiminde olabildiğince şeffaf olunmasını, atama ve terfi işlemlerinde zihniyete değil liyakate göre değerlendirme yapılmasını önemle rica ediyoruz. Bu konuda yapılan tüm haksız uygulamalarda hukukçularımızla birlikte konunun takipçisi olduğumuzu ve olacağımızı tüm üyelerimize ve eğitim camiasına hatırlatıyor, saygılarımı sunuyorum.” dedi
Daha sonra söz alan Genel Başkan Yardımcısı Seyit Mehmet Tezcan, "Dünyanın gelişmiş ülkelerinin ortak özelliklerinden birisi de eğitim politikalarının siyaset üstü olmasıdır. Hükümetler, milli eğitim yöneticileri değişir fakat çoğu insanın bundan haberi bile olmaz. Çünkü bilirler ki çocukları için yapılmış uzun süreli eğitim planlarını kim gelirse gelsin adaletle uygulayacaklar. Çünkü adaleti bırakırsanız işler düzgün işlemez, sistem bozulur, çocuklarımızın eğitimi ile ilgili amaçlarda sapmalar olur. Ama bakıyorsunuz 13 yıllık aynı parti iktidarında her milli eğitim bakanı değişikliğinde eğitimde onlarca köklü değişiklik yapılıyor. Eğitim içinden çıkılmaz bir hale geliyor. Şu anda öğrenci velileri çocuklarının eğitimi ile ilgili iki yıl sonrasını bile planlamakta zorlanıyorlar.
Madem ki eğitim önemli, çözüme katkı yapmak isteyenler tüm iradelerini ortaya koymalıdırlar. “benim bu konuda fikrim var, sözüm var” diyen herkesin dinleneceği ortamlar oluşturulmalı. Bilimsel olmalı. Ülkemizde eğitimle ilgili 38 sendika var. Bunların hepsinin kendine göre fikri, önerisi, tavsiyesi vardır. Katkıda bulunmak isteyenlere kulak verilmeli.
Öğretmenlerin en önemli sorunu itibar sorunudur. Öğretmenleri itibarsız kılan bir anlayış var. En önemli sorunumuz budur. Okul nöbetleri konusundaki yaklaşımımız da bu yöndedir. Formasyonu eğitim olan kişilere güvenlik görevlisi işi yaptırmak yanlıştır. Bize göre öğretmenler nöbet tutmalıdır fakat bu eğitim nöbeti şeklinde olmalıdır. Derslerin az ya da boş olduğu günlerde oluşturulacak branş masalarında öğretmenler, öğrencilerin ders takviyesi, rehberlik, soru çözümü, danışmanlık şeklinde nöbet hizmeti vermelidirler. Hangi iş koluna bakarsanız bakın nöbetleri meslekleriyle ilgilidir.
Okullardaki önemli bir sorun da mobbing (psikolojik dışlama ve baskı) dir. Müdürün zihniyete göre farklı davranması, tarafsızlığını yitirmesi, bazı öğretmenlere soğuk davranması psikolojik baskıdır. Öğretmenin şevki kırılır.
Bunları eleştiriyoruz fakat güzel uygulamalar olunca da alkışladık. Hâlâ da yapıyoruz. Bakanı tebrik ettiğimiz de oldu. Hatalarını uyardığımız da oldu.
Üyelerimizle ilgili dış çevreden ve farklı sendika yöneticisi arkadaşlardan gelen değerlendirmelere baktığımız zaman “entelektüel birikimi yüksek” arkadaşlarımızın olduğunu memnuniyetle görüyoruz. Genel merkezimize gelen eleştiri, öneri ve iletişim kanallarından arkadaşlarımızın çözüm odaklı, seviyeli üslupları bizlere mutluluk veriyor.
Bazı okul müdürleri veya eğitim yöneticilerinin öğretmenlere sendikal tercihleri sebebiyle istifa ettirme ya da üye yapma yönünde baskı yaptıklarını duyuyoruz. Bu konuda öğretmenlerin sendikal haklarını bilmeleri halinde yöneticilere yaptıkları bu işin suç olduğunu ihtar etmeleri yeterlidir. Türkiye’nin taraf olarak imza attığı ve kendi iç hukuk çerçevesini düzenlerken dikkate aldığı İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile Avrupa Sosyal Şartı’nın açık hükümlerine göre herkes mesleği ile ilgili sendikalara üye olabilir ve bu konuda baskı yapılması temel insan hakkı ihlalidir, hukuken de suçtur. Yine Türk Ceza Kanunu 118. Maddesine göre sendikal tercihlerle ilgili baskı yapmanın suçu 6 ayla 2 yıl arasında hapis cezası olarak düzenlenmiştir. Sendikal faaliyete engel olmanın suçu ise 1-3 yıl hapis cezasıdır. Bunları bilen aklı başında bir insanın başkalarına sendikal yönde baskı yapması mümkün olamaz.
Tüm ülkede arkadaşlarımızın sendikal faaliyetlerini sürekli takip ediyoruz. Sevinerek belirtmek istediğim bir durum var, bizim sosyal faaliyetlerimiz diğer 37 eğitim sendikasının sosyal faaliyetler toplamının iki katından fazladır.
Denizli’de bu hafta sonu başlayacak olan “Öğrenci Koçluğu” eğitimi de arkadaşlarımızın mesleki donanımını geliştirme adına mutlaka katılmanızı tavsiye edeceğim, benim de katılmış olduğum bir eğitimdir. Farklı şubelerimizin yaptığı Aktif öğretmen eğitimleri, aktif akademi eğitimleri, aktif çocuk eğitimleri, aktif sanat eğitimleri, bağımsız birey sağlıklı toplum projesi gibi daha pek çok etkinliğimiz ile sizlere ve dolayısıyla ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz. Katılım ve desteklerinizden dolayı teşekkür ediyorum.” dedi.
