HABERDENİZLİ.COM

Çivril’de geçtiğimiz hafta Beyce Sultan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde Öğretmenin verdiği notu beğenmeyen bir öğrenci öğretmeni darp etmişti. Olayın basında yer almasından meslek örgütleri olaya sert tepki, gösterdi.  Eğitim-Bir-Sen Denizli Şube Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri, İlçe Başkanı ile Yönetim Kurulu Üyeleri ve Eğitim çalışanları okul önünde bir basın açıklaması yaparak yaşanan olayı protesto etti. 

Son zamanlardan okul içinde ve dışında öğretmenlere şiddet olaylarının arttığını belirten  Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Kazım Tefçi, şiddet olaylarının eğitimin işleyişini ve toplumsal huzuru ciddi manada tehdit ettiğine vurgu yaptı. 

Şiddetin fiziki ve psikolojik hasarının  sadece maruz kalan eğitimcinin hayatını etkilemekle sınırlı kalmadığını kaydeden Tefçi, “Başta ailelerine ve öğrencilere olumsuz yansımalarıyla eğitim düzenini de etkilemektedir. Eğitimcileri hedef alan ve hazin sonuçlara yol açan şiddet sarmalı her bakımdan üzücü olduğu kadar düşündürücüdür. Sevgi, merhamet, yardımlaşma ve hoşgörü gibi ahlaki, kültürel değerlerimizin zayıflama ve sarsılmasına paralel olarak artan şiddetin, kanıksanmış ifade ve talep biçimine dönüşmesi hazin bir durumdur. Şiddetin aileden sokağa ve çalışma ortamına kadar hayatın her yerinde gözleniyor oluşu sağlıksız bir gidişatı işaret etmektedir. Bu cennet ülkede cinnet toplumuna doğru gitmek hepimizi düşündürmeli ve harekete geçirmelidir.” İfadelerini kullandı. 

BU SALDIRILAR GELECEĞİMİZİ KARARTMAKTA

Yaşanan bu saldırıların eğitim camiasını tedirgin ettiğini söyleyen Tefçi, “Bu saldırılar geleceğimizi karartmakta. Eğitimcilere yönelik her saldırı, aklımızı körleştirmekte, ruhumuzu karartmakta, benliğimizi esir almakta, irfanımızı yok etmektedir. Bu sebeple, cehalete dayanan şiddeti veya şiddete dayanan cehaleti bir an evvel ortadan kaldırmalıyız. Eğitimciler, yaptıkları işin onur, önem ve ağırlığına uygun hayat ve çalışma şartları sağlanmadığı gibi, her türlü şiddet ve saldırılar karşısında savunmasız, korumasız bırakılmışlardır. Yaşanan yanlışlığın kuşkusuz sosyolojik, psikolojik, kültürel, idari birçok sebep ve açıklaması vardır. Bütün bu üzücü, travmatik olayların sebebi derinlemesine araştırılmalı, tahlil edilmeli, sonuçlar çıkarılmalı, çareler üretilmelidir. Herkesi ilgilendiren, belki hepimizin pay sahibi olduğu bu sebepler çok yönlü ve ayrıntılı araştırılmalıdır.” Diye konuştu.

ZAYIF MÜFREDAT ŞİDDETE ZEMİN HAZIRLIYOR

Tefçi sözlerine şu şekilde devam etti; 
“Değerler eğitimine gereken ağırlığı ve önemi vermede zayıf kalan müfredat programından öğretmeni itibarsızlaştıran birçok uygulamaya kadar çeşitli sebeplerin şiddete zemin hazırladığını görmekteyiz. Ancak ilk bakışta görülen açık realite, bu noktaya gelmemize, öğretmeni haksızlığa ve saldırıya açık hâle getiren politikaların ve disiplini rafa kaldıran uygulamaların sebep olduğudur. Öğretmenlerin emeğini yok sayan, itibarını örseleyen, eğitimdeki etki alanını daraltan, eğitimin aktörünü neredeyse bir figürana dönüştüren, bu mesleği her türlü haksızlığa ve saldırıya açık hâle getiren yaklaşımlar, politikalar, bugün geldiğimiz noktanın sebebidir. Öğretmeni önemsizleştiren uygulamalar mesleğin onur ve itibarını zedelemiştir, zedelemektedir. Yaşanan mesleki erozyon öğretmeni savunmasız bırakmış, saldırılara açık hâle getirmiştir.”