Vali Altıparmak'ın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü öncesinde, Polisevi'nde gazetecilerle biraraya geldiği toplantıya Denizli İl Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, Denizli İl Jandarma Komutanı Albay Cengiz Yıldız, Denizli Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ümit Varol da katıldı. Gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutlayan Vali Ahmet Altıparmak, her şehrin bir ruhunun olduğu gibi Denizli'nin ruhunun da girişimcilik olduğunu söyledi.

Bir kentte huzur atmosferinin ve çalışma huzurunun sağlanmasında valinin önemli bir görevi olduğunu belirten Altıparmak, "Vali kendi başına ne kadar çalışırsa çalışsın, verimliliği ne kadar iyi olursa olsun, çalışma iklimi sağlanamıyorsa, bütün kurumları harekete geçiremiyorsa, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları ortak hareket edemiyorsa, kendi başına kalır ve kimseye faydası olmaz. Birlikte basınıyla, iş dünyasıyla ve STK'larıyla 'ne yapabiliriz' arayışında olmamız lazım" dedi. 

FETÖ/PDY SORUŞTURMALARINDA 755 KİŞİ TUTUKLANDI
Vali Altıparmak, 15 Temmuz darbe girişi sonrası başlatılan FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında Denizli'de bugüne kadar 1604 kişi hakkında adli işlem yapıldığını belirtip, "Bunlardan 755 kişi tutuklandı, 216 kişi firari. Tutuklananların içinde mülki idare amiri, öğretim görevlisi, asker ve emniyet personeli, milli eğitim personeli ve işadamları var. 33 kayyum atanan şirket var. Bu şirketler hakkında herhangi bir satış, devir söz konusu değil. Bunun duyurusu basın vasıtasıyla yapılacaktır. 17 eğitim kurumu ve 15 yurt da kamuya geçti" bilgisini verdi. 

"ŞİRKETLERDEKİ PARALARI TOPLAMIŞLAR, İFLAS ERTELEMEYE GİTMİŞLER"
Denizli'de 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında 33 şirkete, mahkeme kararıyla kayyum atandığını belirten Altıparmak, "Her şeyden önce şebekenin kendi şirketi olması, tamamen ağın içinde olması, girdisinin, çıktısının kayıtlarının tamamen onların kullanımında olan şirket olmasına öncelik veriliyor. Yoksa bireysel olanların şahsi olarak kazancı olan firma da zaman zaman yardım etmiş, Bu değil. Yani bizzat toplanan paralarla büyümüş, genişlemiş bunlara ağırlık verildiğini düşünüyorum. Bunlar kapatılmıyor, tam tersine işletiliyor. Biliyorsunuz, 15 Temmuz'u önceden planladıkları için önce iflas ertelemeye gitmişler. Hızlı bir şekilde, paraları toplamışlar, içeriden çekmişler. Bir zamanlar bankaların boşaltılıp, mevduatların içeriden toplanıp, kendi şirketlerinde kullanılması gibi bunlar da çekmişler parayı, iflas ertelemeye gidiyor. Bakıyorsunuz, 'İflas ertelemeye gidecek mali portresi var mı' diye, kimse bilmiyor. Kapalı, gizli. Hala kayyumlar çözmeye çalışıyor. Nasıl bir ağ örmüşler ki, kim kime ne vermiş, nasıl vermiş, nasıl almış belli değil. Hatır senetleri, çekleri dolaşıyor ortada. Normal olarak basiretli bir tüccarın asla kullanmayacağı yöntem ama kendi aralarında, hem devleti kandırmaya yönelik olarak hem de hukuku, hakimi, savcıyı kandırmaya yönelik olarak inanılmaz yöntemler bulmuşlar. Bir söz vardır ya hırsız içerideyse kapı kilit tutmaz. Dolayısıyla hırsız, evin içindeydi kapı kilit tutmadı. Kayyumlar da gidip, malına el koyma, malı satıp, tasfiye yoluna gitmiyor. Şimdi tedarikçinin parası ödeniyor, çalışanların maaşları, sigorta ve vergi borçları ödeniyor. Sonra da ne yapılacağına karar verilecek. Bunlar kamu malı kabul edilip, satılacaksa, ona göre açık satış olur" diye konuştu.