İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, futbolda şike soruşturmasında eski Eskişehirspor Teknik Direktörü Bülent Uygun'un avukatının talebi üzerine yayın yasağı koydu. Karara gerekçe olarak, "Soruşturmada gizlilik kararı bulunmasına rağmen dosyada yer aldığı iddia edilen telefon görüşmeleri ve ifade tutanakları kamuoyuna aktarılmıştır. Haklarında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmamasına rağmen şüphelilerin şöhret ve hakları, aile düzenleri ve toplum sağlığı tehlikeye düşürülmüştür." ifadelerine yer verildi.

Soruşturma kapsamında tutuklanan Eskişehirspor'un eski Teknik Direktörü Bülent Uygun'un avukatı İsmail Gürses, 11 Ağustos 2011'de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurarak adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs eden yayınların yasaklanmasını talep etmişti. Avukat Gürses, dilekçesinde, "Söz konusu soruşturmayla ilgili olarak, dosyadaki gizlilik kararı da göz önüne alınarak soruşturmanın amacından saptırılmaması, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmemesi ve yanlış anlamasına sebebiyet verilmemesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla tüm yazılı ve görsel basın ve medya kuruluşlarının soruşturma konusu olayla ilgili olarak, bilgi edinme, yayma, eleştirme yorumlama faaliyetlerinin kısıtlanması, CMK'nın 157. maddesinde düzenlenen soruşturmanın gizliliği, Basın Kanunu'nun 3. maddesinde yer alan başkalarının şöhret ve haklarının korunması ve yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması"nı gerekçe gösterdi.

Bu dilekçe üzerine görüşü sorulan soruşturma savcısı Mehmet Berk, takdiri mahkemeye ait olmak üzere talebe uygun karar verilmesi yönünde mütalaa verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi Nurullah Çınar tarafından verilen kararda, soruşturma dosyasında gizlilik kararı bulunmasına rağmen, dosyada yer aldığı iddia edilen bir kısım telefon görülmeleri, ifade tutanakları ve diğer belgelerin basın yoluyla kamuoyuna aktarıldığı ifade edildi. "Soruşturma konusu olaylar ve şüpheliler hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmamasına rağmen, kesin hüküm gibi sunulan veya kamuoyunda bu şekilde algılanmaya elverişli denetimsiz yayınlar ile başkalarının ve şüphelilerin şöhret ve haklarının, aile düzenlerinin ve toplum sağlığının tehlikeye düşürüldüğü" belirtilen kararda, "Şüphesiz basın özgürlüğünün bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerdiği ancak başkalarının şöhret ve haklarının zarara uğratılması, aile düzeninin ve toplum sağlığının bozulması tehlikesi karşısında basın özgürlüğünün sağladığı bir kısım hakların kullanılmasının ve kamuoyunda haber alma hakkının ertelenebileceği" kaydedildi.

Kararda, Basın Kanunu'nun 3. maddesinde, "basın özgürlüğünün kullanılmasının ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak başkalarının şöhret ve haklarının toplum sağlığının ve ahlakının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabileceğinin" hükme bağlandığına dikkat çekildi.

Kararda ayrıca, aynı yasanın 19. maddesinde düzenlenen yargıyı etkileme suçu kapsamında ise, soruşturma ile ilgili belgelerin içeriğinin yayımlanması eylemine adli para cezası yaptırımı öngörüldüğü, bu nedenlerle talep edilen basın ve yayın yasağının soruşturmanın gizliliği ilkesine ve dosyada mevcut kısıtlama kararının amacına uygun düşeceği değerlendirmesi yapıldı.

Şüpheli Bülent Uygun'un avukatının talebinin kabul edildiği belirtilen kararda, soruşturma dosyasındaki iletişim tespit tutanakları, ifade tutanakları, fiziki takip tutanakları ile diğer tüm bilgi ve belgelerin yayınlanmaması konusunda yayın yasağı konulmasına hükmedildi.