Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'ne bağlı Denizli Devlet Hastanesi Nefroloji Uzmanı Dr. Davut Akın, Dünya Böbrek Günü'nün Uluslararası Nefroloji Derneği (International Society of Nephrology-ISN) ile Uluslararası Böbrek Vakıfları Federasyonunun (IFKF) ortak girişimiyle ilk kez 2006 yılında kutlanmaya başlandığını ve bu tarihten sonra her yıl mart ayının ikinci perşembesinde “Dünya Böbrek Günü” etkinlikleri yapıldığını belirtti. 

Yılda 3-4 bin kişi böbrek beklerken hayatını kaybediyor
Dünya Böbrek Günü 2015 yılı temasının  "Herkes için sağlıklı böbrekler" olarak belirlendiğini ifade eden Uz Dr. Akın, Dünya Böbrek Günü'nün amacının, toplumların dikkatini böbrek hastalıklarına çekmek ve bireyleri bu konuda eğitmek olduğunu söyledi. Akın: “Halen dünyada bulaşıcı olmadığı halde hızla yayılan hastalıklardan biri olan kronik böbrek hastalığı (KBH) ile mücadele eden kişi sayısı ülkemizde 67 bin civarında. Bunların sadece 9 bin 500 civarı ancak böbrek nakli olabiliyor. Geriye kalan tüm böbrek hastaları da ne yazık ki organ naklinde sıra beklemekteler. Yine yılda yaklaşık 3-4 bin kişi böbrek yetmezliğinden hayatını kaybetmektedir. Böbrek yetmezliğinde ömrü uzatan, hayat kurtaran en önemli unsurun böbrek nakli olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden de tüm insanların organ bağışında bulunması ve bu konuda gerekli özeni göstermelerini istiyoruz. Önlenebilir bir hastalık olan kronik böbrek hastalığına hipertansiyon, obezite ve şeker hastalığı eşlik ediyor. Kronik böbrek hastalığıyla temelde, tuz kullanımın azaltılması, fazla kiloların verilmesi, tansiyonun ve kan şekerinin kontrol altında tutulması, sağlıklı beslenme ve egzersiz gibi sağlıklı seçimler benimsenerek mücadele edilebilir” diye konuştu.
Akın, özellikle yüksek riskli kişilerin böbrek hastalığı açısından taranması gerektiğini kaydederek, diyabet ya da hipertansiyonu olan, sişman ya da sigara içen,  50 yaşın üzerindeki kişiler ile ailesinde böbrek hastalığı, diyabet ya da hipertansiyon öyküsü olanların mutlaka taramadan geçmesi gerektiğini belirtti. Özellikle erken evre böbrek hastalığı olanlarda önleyici girişimler ile hastalığın ilerlemesinin durdurulabileceği ya da yavaşlatılabileceğinin altını çizen Akın, şöyle konuştu: “Kan basıncı ölçümünü de içeren iyi bir muayene yanında basit bir idrar ve kan analiziyle, böbrek hasarı olup olmadığı anlaşılabilir. Zamanında önlem alabilir ve bu yüksek riskli grubu erken teşhisle saptayabilirsek, böbrek yetmezliğinin ilerlemesi yavaşlatılabilir veya durdurulabilir. Bu yüzden bu gibi hasta grubunun mutlaka bir nefroloji hekimince takip edilmesi şarttır. Böylece son dönem böbrek yetmezliğine ulaşacak hasta sayısı azaltılabilir.”