Denizli İl Sağlık Müdürü Dr. Mahmut Tekin, Türkiye’de her yıl bin 500 kişinin lösemiye yakalandığını söyledi. 
Halk arasında kan kanseri olarak bilinen löseminin çocukluk döneminde görülen kanser türlerinin yüzde 35’ini oluşturduğunu belirten Denizli İl Sağlık Müdürü Dr. Mahmut Tekin, bu dönemin çocuklarda lenf dokusunun en yoğun olduğu dönem olduğunu açıkladı. Lösemiye karşı dikkatli olunması gerektiğini belirten Tekin, “Türkiye’de her yıl bin 500 yeni lösemi vakası ortaya çıkmaktadır. Lösemi her yaşta görülebilen bir hastalıktır. En sık görülme yaşı çocukluk çağında 2-5 yaşlarındadır. 1 yaşın altında, 10 yaşın üstündeki yeni vakalarda tedaviye cevapta azalma görülmektedir. Türkiye'de her yıl 16 yaşın altında 1200-1500 yeni lösemili çocuk vakası bildirilmektedir. Tam olarak kanıtlanmış olmasa da genetik bozulmalara yol açan ve günlük hayatta karşılaştığımız kimyasal maddeler, gıdalardaki katkı maddeleri, kullanılan ilaçlar, yüksek dozda radyasyona maruz kalma, zehirli gazlar bu faktörler arasındadır” dedi.
Löseminin nedenlerinin henüz tam olarak ortaya konulamadığını kaydeden Tekin, şöyle konuştu: 
“Son dönemdeki çalışmalarla; genetik yatkınlıklar, radyasyon, hamilelik esnasında sigara içmek, alkol ve uyuşturucu kullanmak, hamileliğin ilk 3 ayında röntgen çektirmek, böcek ilaçları gibi kimyasal maddeler, bazı kalıtsal hastalıklar ve bazı viral hastalıkların hep birlikte lösemiye neden olabilecekleri gösterilmiştir. Çok nadir görülen bazı lösemi tiplerinde kalıtsallık 'aileden geçiş' söz konusu olsa da genel olarak kalıtsal olmamakla beraber kesinlikle bulaşıcı bir hastalık değildir. Hastalığın belirtileri, ateş, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, burun ve cilt altı kanamaları, kansızlık, lenf bezlerinde büyüme, karaciğer-dalak büyümesi, bacaklarda kemik ağrılarıdır. İlaç tedavisiyle 2,5 yıl süren bir tedavi uygulanır. Bu tedavi sonucu yüzde 70-85 oranında tamamen iyileşme sağlanabilir. Yalnızca yüzde 5 oranındaki vaka ve uygun durumlarda kemik iliği nakli yapılabilir. Türkiye’de kemoterapi ve kemik iliği nakli batı ülkeleri standartlarında başarıyla yapılmaktadır.’’