Doç. Dr. Özyaral “Tek bir lambadan, tek bir projeksiyondan bir şey olmaz demeyin. Bunların ömrü bitince, çöpe atılır. Çöp konteynerlerinde preslenen bu ürünler kırılır ve içindeki cıva ve cıva buharı açığa çıkar. Buhar soluduğumuz havaya, çöpler yıkandıktan sonra da atıklarla suya karışır. Besin zincirine karışan cıva plaktonlardan balıklara kadar tüm deniz canlılarında birikir. İnsanlar balık yediklerinde, balığın büyüklüğüne göre, biriken bu cıva da insan bünyesine alınır” bilgisini verdi.

MS’ten Parkinson’a kadar pek çok hastalıktan sorumlu olabilir

Cıvanın güçlü bir nörotoksin olduğunu vurgulayan Özyaral şöyle devam etti: “Zarar vermesi için çok fazla cıvaya maruz kalmaya gerek yoktur. Vücutta birikir ve insanı zehirler. Cıva çevre için bir felaket sebebidir. Tipik bir termometre içerisindeki cıvakadar cıvayı küçük bir göle dökerseniz, o göl çevresel tehlikeler yüzünden kapatılmak zorunda kalabilir. Ortama yayıldığında hızla buharlaşan ve zehirli bir hava solunmasına yol açan cıvanın bir kısmı idrar yoluyla atılır. Ancak bir kısmı vücutta beyin, karaciğer ve böbreklerde depolanır. Merkezi sinir sistemi rahatsızlıklarından, karaciğer ve deri hastalıklarına, sinir iltihabı, MS, Parkinson, göz hastalıkları, sindirim sistemi hastalıklarından, hormonal ve psiyatrik hastalıklara kadar pek çok rahatsızlığın etkeni olabilir. Sadece amalgam dolgu ile vücudumuza giren cıvanın buharlaşma süresini bitirmesi 20 ila 40 yılı bulabilir.”

Bebeklerin zeka gelişimi olumsuz etkileniyor

Doç. Dr. Oğuz Özyaral cıvanın cenin ve küçük çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çekti: “Avrupa Birliği'nde her yıl 2 milyona yakın çocuk kabul edilebilir sınırların üzerindecıvaya maruz kalmış olarak dünyaya geliyor. Cıva doğmamış bebeklerin ve küçük çocukların gelişmekte olan sinir sistemlerine zarar verir. Çocuklarda kan-beyin arasındaki geçirgenlik daha fazla, bağışıklık sistemleri ise zehirli maddelerin etkilerini ortadan kaldıracak kadar güçlü değil.
 
Pek çok araştırma, beyin gelişimi devam ederken cıvaya maruz kalmak ile düşük zeka seviyesi, dolayısı ile hayat boyu öğrenme güçlüğü çekme konusunda bağlantı kurmaktadır. Yapılan bir başka araştırma, ana rahminde yüksek derecede cıvaya maruz kalan bebeklerin, doğum sonrası ve erken dönemde yapılan beceri testlerinde daha düşük başarı gösterdiğini ortaya koymuştur.”

Japonya'nın en büyük felaketi cıva yüzünden...

Dünyada yüzden fazla ülkenin kabul ettiği ve cıva emisyonunu kontrol altına almayı hedefleyen Minamata Sözleşmesi’ne Türkiye’nin de imza attığını hatırlatan Doç. Dr. Özyaral  “Japonya’daki Minamata Körfezi’nde 1956 yılında yaşanan cıva zehirlenmesi atom bombasından sonraki en büyük felakettir. BM, bu felaketin yaşandığı yerden hareketle cıva emisyonunu azaltmak için Minamata Sözleşmesini oluşturdu. Türkiye’nin de imzaladığı bu sözleşmenin amacı dünyayı daha büyük felaketlerden korumak. Yöneticilerimizin imzaladığı bu sözleşmeye biz de sahip çıkalım ve bireysel olarak tüketimlerimize dikkat edelim. Cıvalı ürünler kullanmayalım. Küresel cıva salınımını kontrol altına almak zorundayız. Bugün gelinen noktada ne yazık ki, dünya denizlerindeki balıkların yüzde 84'ünde tehlikeli miktarda cıva birikmesine yol açmıştır” dedi.