Okul reddinin, sanılanın aksine sadece okula ilk başlama döneminde değil, herhangi bir yaşta ya da okul döneminde de ortaya çıkabildiğini belirten Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Mehmet Fatih Kınık, çocuklarda okul saatinin yaklaşmasıyla karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı gibi somatik şikayetlerin ortaya çıktığını, ağlama, bağırma, hırçınlık, öfke nöbetleri, hatta kaygı arttıkça kusma görülebileceğini söyledi. Kınık, “Okul reddi davranışı çocuğun sosyal ve akademik uyumunu ve başarısını ciddi şekilde olumsuz etkileyen, aile ve öğretmenleri zor durumda bırakan bir sorundur. Çocuklarda okula gitmek istememe sorunu çeşitli nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Okul reddi okul değişikliği, okulda yaşanılan olumsuz durumlar (kaza, hastalık, okul ile ilgili kötü deneyimler, akran zorbalığı) veya okul devamsızlığı (tatil, hastalık gibi) nedenleri ile ortaya çıkabilmektedir. Okul reddi davranışı öncesinde çocuklarda okula gitmeye karşı bir direnç ve okula ilgili yakınmalar başlamaktadır. Ebeveyn ve öğretmenlerin baskısı ve tehdit etmesi ile birlikte de çocuk okulda kalmayı tamamen reddedebilmektedir. Okul reddi davranışında ağlama, kaçınma, tutturma, saldırgan davranışlar, kaygı belirtileri dediğimiz karın ağrısı, baş ağrısı, bulantı veya kusma gibi belirtiler eşlik edebilmektedir. Okul reddi ve kaygı belirtileri nedeniyle çocuk tekrarlayıcı olarak okula gidememekte ve okula gidemeyen çocuğun ise daha sonra tekrar okula gönderilmesinde zorluklar ortaya çıkmaktadır. Okula gitmediğinde ise çocuğun bedensel belirtileri geçmektedir” dedi.

‘ÇOCUK OKULA GİTMESİ KONUSUNDA CESARETLENDİRİLMELİDİR’
Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Mehmet Fatih Kınık, tedavide öncelikle okul reddi davranışının nedenini ortaya çıkarmanın gerekliliğine dikkat çekerek, ‘’Çocuklarda kaygıya yönelik ilaç tedavisi ile birlikte bilişsel davranışçı terapi ve destekleyici davranışlar da çocuğun okula dönmesine yardımcı olmaktadır. Çocukların okula gitmeyip evde geçirdikleri zaman varsa eğlenceli vakit geçirmemeleri sağlanmalıdır. Çocuk okula devam etmesi konusunda cesaretlendirilmeli, teşvik edilmeli. Çocuğun katkıları övülmeli ve ödüllendirilmeli. Gerektiğinde çocuğun okulda kalma süresi giderek arttırılacak şekilde planlanmalı. Çocuğun kaygısı, normal karşılanmalı, öfke ile karşılık verilmemelidir. Bununla birlikte çocukları okula başlatmadan önce gidecekleri okul, sınıf ve çocuğun öğretmenleri ile ilgili bilgi verilmeli, gerekirse öncesinde çocuklar okula götürülerek öğretmenleri ile tanıştırılmalıdır. Okul korkusu hemen ele alınıp, tedavi edilmesi gereken bir sorundur. Çocuğun okula gitmediği her gün sorunun çözümü zorlaşmaktadır” dedi.