BU YÖNTEM TÜRKİYE'DE İLK

Olay, 33 yaşındaki Isa Çakırbey’in çarpıntı, nefes darlığı ve kalp yetmezliği şikayetleriyle başvurmasıyla ortaya çıktı. Tetkiklerde, normalde doğumdan sonra en geç 48 saat içinde kapanması gereken, kalpten çıkan aort damarı ile akciğer ana damarı arasında yaklaşık 2 santimetre genişliğindeki damar tespit edildi. Yrd. Doç. Dr. Bekir Serhat Yıldız, PDA hastalığında kişinin temiz kanıyla kirli kanının birbirine karıştığını belirterek, “Normalde küçük yaşta tanı konulan ve ameliyatla kapatılan bu damar, hastamızda olduğu gibi bu yaşa kadar açık kalmış ve kalp yetmezliği şikayetlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu iki damar arası geçişi ortadan kaldırmak amaçlı yapılması planlanan ameliyat, kalp damar cerrahisi doktorları tarafından çok yüksek riskli bulundu. Hastanın ameliyat masasında kalabileceği söylendi.” dedi. Ameliyata alınamayan hastayı ölüme terketmemek amacıyla kardiyoloji kliniğinde Prof. Dr. Asuman Kaftan, Prof. Dr. Harun Evrengül, Yrd. Doç. Dr.Yusuf Izzettin Alihanoğlu ve kendisinden oluşan ekip tarafından anjiyografi laboratuvarına alındığını belirtti. Yrd. Doç. Dr. Yıldız, “Ameliyat yapmadan kasık damarından girilerek, normalde başka amaçla kullanılan özel bir tıkaçla iki büyük damar arasında bağlantı oluşturan damar, başarılı bir şekilde kapatıldı. Hastamızın takibinde, nefes darlığı ve kalp yetmezliği şikayetleri geriledi. Hastaneye geldiğinde sırt üstü bile zor yatan hasta, şimdi rahat bir şekilde yürüyor ve günlük yaşantısına devam ediyor. Tıp literatüründe bu şekilde ve bu büyüklükte, aort ve akciğer damarı arasında bağlantı sağlayan damar kapatma işlemi nadir olarak yapılmıştır. Bizim hastamızda yaptığımız işlem, yaklaşık 2 santimetre büyüklükte bir PDA’yı kasıktan girerek kapatma işlemidir.” diye konuştu. Bu büyüklükte PDA’yı, ameliyatsız ve özel bir tıkaçla kapatma işleminin Türkiye’de ilk, dünyada ise ikinci vaka olduğunu sözlerine ekledi.