Mete, Astım tedavisinin üç kategoride yapıldığını, "Öncelikle alerji yapan ve astım krizini tetikleyen sebeplerden kaçınmak gerekir. Bunu, ilaç tedavisi ve aşı tedavisi (immünoterapi) izler. Uygun hastalara ve uygun dozlarda uygulandığında immünoterapi, kalıcı iyileşme sağlama gücüne sahiptir. Düşük riskli bir tedavidir ancak alerji kliniklerinde, deneyimli alerji uzmanlarınca yapılmalıdır. Halen astımı ve alerjik nezlesi olan birçok hasta, bu tedaviden haberdar değildir." dedi.
Aşı tedavisi programına alınan hastaların 5 yaşından büyük, genellikle uzun zamandır ilaç kullanan ve ilaçları bırakılamayan, fayda görmeyen veya yan etkileri ortaya çıkmış hastalar olduğunu ifade eden Doç. Dr. Mete, "Yapılan testler sonucunda aşı tedavisinden fayda göreceği düşünülen hastalar, dört yıllık aşı programına alınırlar. Burada amaç, hastanın alerjisi olduğu maddeleri giderek artan dozlarda kendisine vererek, bu alerjenlere vücudun alışmasını sağlayarak alerjisini ortadan kaldırmaktır." diye konuştu. Her hafta koldan cilt altına verilen alerjenlerin, kısa zaman içinde ayda bir doza kadar indirilerek tedavinin dört yılda tamamlandığını anlatan Emin Mete, etkinliği yüksek olan bu aşılar sayesinde, dört yılın sonunda bırakıldıktan sonra hastanın çoğunlukla alerjisinin geçtiğini ve belirtilerinin düzelerek devamlı ilaç kullanmaktan kurtulduğunu sözlerine ekledi.