Terörle mücadelede başından itibaren atılan yanlış adımların ördüğü süreç, çözümü değil, derinleşen acıları doğurdu.
Kaybettiğimiz her evladımızdan sonra yüreğimiz yanıyor, Meclis, çözümün ilk adresi olacağı yerde, kapalı kapılar ardında ülkemizi daha fazla karanlığa gömen pazarlıklar sürdürülüyor.
Koşulsuz silah bıraktırılmadan müzakere masasına oturtulan, sözü dinlenen terör örgütü PKK’nın şımarık, haince, insanlık dışı saldırılarına, bir de bu teröre sırtını yaslayan Meclis’teki bazı yeni vekiller arka çıkıyor.

Teröre koşulsuz karşı çıkmak, lanetlemek ve nereden gelirse gelsin karşı durmak yerine, ülke bütünlüğümüzü, toplumsal barışımızı çok daha fazla tehlikeye atan sözler sarf eden bazı HDP’li vekiller, aldıkları oyun, aştıkları barajın ardındaki toplumsal beklentinin hala farkında değiller.
Açıkça terör suçu işleyen eli silahlı kişilere Meclis’in bir üyesinin, halkın temsilcisi olma iddiasındaki kişilerin arka çıkması, suçu ve suçluyu övmek, bundan sonraki şiddet eylemlerine zemin hazırlamaktır.

Bir milletvekili, hiçbir şart altında teröriste destek veremez; verilen destek, edilen yemini açıkça hiçe saymaktır, Türkiye Cumhuriyeti’ne meydan okumaktır.
Teröriste ve terör örgütü eylemlerine “şehitlik” mertebesini yakıştıran Vekil Ziya Çalışkan, aynı konuşmasında terör örgütünün eylemlerine ve verdikleri kayıplara “layık olacağız” deme cüretini gösteriyor. HDP’li kimi isimler, Meclis çatısı altında açıkça suç işlemekle kalmıyor, yakalarına taktıkları rozetin anlamını ve değerini yok edercesine, terör örgütü PKK’yı gölgede bırakacak bir terör övgüsüne soyunuyor.

HDP’li  Vekil Ziya Çalışkan’a soruyorum: PKK’lı şehidine layık olacaksa Meclis’te ne işi var?
HDP Şanlıurfa Milletvekili Ziya Çalışkan gibi vekiller, dokunulmazlık zırhına bürünüyor, bir de buradan aldığı güçle ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e utanmadan, sıkılmadan Atatürk’e dolaylı olarak dil uzatıyor.
Toplumumuzun ve devletin bu kadar zor bir süreçten geçtiği dönemde herkes kendine çekidüzen vermeli, ettiği yemini unutmamalı, sorumluluğunu bilmelidir. Ülkemizdeki yurttaşlarımızı ayrıştırarak bir yere varamayız. Bu ülke hepimizin, başka Türkiye yok, o halde kavgaya gerek yok. Terörü ve teröristi överek ve ona “layık” olarak bir yere varılamaz. Önemli olan, devletin milletiyle bölünmez bütünlüğüdür.

Buna aykırı hareket eden HDP’li Vekil Ziya Çalışkan hakkında hazırlanacak soruşturma dosyasının Meclis’teki akıbetini yakından takip edeceğim. HDP yönetim kadrolarının bu vekil hakkında nasıl bir işlem yürüteceğini, açıklamasının Selahattin Demirtaş ve "Biz sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye ve PYD'ye yaslıyoruz, bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz" diyen Figen Yüksekdağ tarafından nasıl yorumlanacağını merak ediyorum" dedi.