Denizli Müftülüğünden alınan bilgilere göre cami, tek kubbeli bir plan göstermektedir. Yapı malzemesi olarak Roma dönemine ait devşirme malzemenin de bolca kullanıldığı caminin içinde süsleme olarak görülebilen sadece kubbe kemerlerindeki palmet dizileridir. Caminin kuzey-doğu köşesinde bulunan minarenin külah kısmı bugün mevcut değildir. Gövdesinde de oldukça büyük çatlaklar oluşmuştur. Türbe ise caminin yaklaşık 5 m. uzağında tek mekânlı bir yapıdır. İçinde kime ait olduğu bilinmeyen dört adet mezar bulunmaktadır. Bu yapı topluluğu gerek 13. y.y. Beylikler devri mimarisini, gerekse bünyesindeki devşirme malzemeler ile iki kültürü yansıtması bakımından önemlidir.

Bu tarihi yapı, Dedeköy Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği öncülüğünde; Türkiye Diyanet Vakfı, Denizli Valiliği İl Özel İdaresi, Çivril Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanlığı ve Çivril'li hayırsever vatandaşların katkılarıyla 2005 yılında restore edilerek yeniden ibadete açılmıştır.

DEDEKÖY (DEDELER) EFSANESİ
Halkın dilinde “Dedeler Efsanesi” diye anlatın hikayesi şöyle;
Anadolu Selçuklular döneminde yapılan Çivril ovasının en ünlü camisi ve Çivril ovasının en kutsal mekanı: Dedeköy.
Köylüler kurak günlerde türbe etrafında adaklık koyunu döndürür ve yağmur duasına başlardı. Adaklar burada yapılır ve herkese pilav yedirilirdi.
Kimse taşına dokunamazdı. Her taşı mübarek bilinirdi.
Büyükler çocuklarını; “Bir taşını alıp evine götürürsen, gece dedeler gelir seni rahatsız eder, korkutur ve taşı geri götürürler.” diyerek uyarırlardı. 
Bu yüzden kimse, Dedeköy’den bir parça taş alamazdı.

Derken bir rivayet çıktı.
Dedeköy’de altın leylek bulunduğu söylendi. Yunanistan’a giden Rumların altınlarını Dedeköy’e gömdüğü rivayeti çıktı.
Gözünü altın bürümüş defineciler şeytana uydu ve camiyi talan etmeye başladı.
Her tarafını kazdılar, duvarlarını söktüler, akustiği sağlasın diye kubbelerde duvar içine yerleştirilen boş testileri kırdılar. Türbede bulunan kabirleri kazdılar, deştiler…
Altın hırsı, efsaneyi yok etti. Dedeköy halkın gönlünden silindi. Unutuldu. Artık namazlar kılınmaz, adaklar adanmaz, yağmur dualarına çıkılmaz oldu.

Şimdi ise Vakıflar genel müdürlüğüne ait bu tarihi camimizde müezzin kadrosu bulunmakta ve bir din görevlisi görev yapmaktadır. Caminin lojmanı da bulunmaktadır.