Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında kurulan 65. Hükümet’te yeniden Ekonomi Bakanlığı’na getirilmesinin ardından seçim bölgesi memleketi Denizli’de Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) 38. Girişim ve İş Dünyası Konseyi, Orta Demokrasi Tuzağından Çıkışta Özel Sektörün Rolü Paneline katıldı.

Bir otelde düzenlenen panele, Bakan Zeybekci’nin yanı sıra, AK Parti Denizli Milletvekili Sema Ramazanoğlu, Denizli Valisi Şükrü Kocatepe, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, Güney Ege Sanayiciler ve İşadamları Federasyonu(GESİFED) Yönetim Kurulu Başkanı Gültekin Okay Salgar ve çok sayıda sanayici katıldı.

GESFED Başkanı Sagar, sanayi olmazsa gelişmenin olmayacağı felsefesinden yola çıkarak bölgeyi geliştirmeye çalıştıklarını kaydetti.
Sanayileşirken tarımın ihmal edilmemesi gerektiğine vurgu yapan Salgar, “İncir, nar, üzüm, nohut, tütün, kekik gibi tarım ürünleri var. Bölgemizde genelde tüm şirketler KOBİ ölçeklidir. Bu şirketler krizlerden çok kolay etkileniyorlar. Tahsilat sorunu yaşıyoruz. Hala güvene dayalı ticaret yapıyoruz. Ülkemizde yaşanan terör ve ayrımcılık bizleri endişelendiriyor. Bu ülke hepimizin Türkiye hepimizin ülkesidir. Yeni dünya düzeninde ekonomik gücü olanlar kazanıyor bu kapsamda el birliği içinde yatırım yapmaya devam etmeliyiz” diye konuştu.

TÜSİAD Başkan Yardımcısı Sedat Şükrü Ünlütürk, ekonomik reformların her zamankinden daha fazla önem taşıdığını belirterek, geçen yıl yüzde 4’lük büyüme yaşandığını fakat yatırımların katkısının düşük olduğunu belirtti.
Türkiye’nin reformlara olumlu cevap verdiğini işaret eden Ünlü türk, hükümetin biran önce reformlara odaklanmasını önemsediklerini vurguladı.
Ünlütürk, AB ile vize serbestisinin en kısa zamanda tamamlanmasının önemli olduğunu işaret ederek, “Orta ve uzun vadede ülkenin ve bölgenin huzura kavuşması, yeniden diyalog ortamının oluşturulmasıyla mümkün olabilir. Müzakerenin kiminle nasıl yapılacağı konuları büyük önem taşıyor. Yeni kuşaklara, katma değeri yüksek becerilerin kazandırılması önem taşıyor. Orta demokrasi tuzağından çıkışta yüksek gelir düzeyi yakalanamıyor. Burada önemli olan bilgi birikiminin arttırılmasıdır" dedi.

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, mülteci sorununun sadece Türkiye’yi değil tüm dünyayı ilgilendirdiğini belirterek, “2015 yılını seçimlerin gölgesinde geçirdik. Ekonomik ve yapısal reformlar askıda bekledi. Türkiye bu olumsuzluklara rağmen yüksek gelişme oranı ile dikkat çekti Ülkemiz yüzde 4 büyüme gerçekleştirdi. Ama Ülkemizin yüzde 6 büyüme rakamını yakalaması gerekiyor. Rusya ile yaşanan kriz, Suriye’deki insanlık dramı küresel şiddet, yeni anayasaya ve yeni hükümet içinden geçilen dönemin sıkıntılı olduğunu gösteriyor. Türkiye olarak reformları hayata geçirmeliyiz. AB ilişkilerinin yeniden canlandığını görüyoruz. Türkiye bu süreçte 3 milyondan fazla Suriyelilere ev sahipliği yapıyor. Mülteci krizini doğru okuyamayan Avrupa benzer bir hataya yine düşmektedir. Bugün Denizli neyse Kilis’te odur. Kilis’te yaşananlara sessiz kalamayız. İş insanı üzerindeki ağırlığı hafifletici çalışma yapılmalıdır. Yeni anayasa yapım sürecinde, asıl önemli olanın denge ve denetleme mekanizma ve güçler ayrılığı olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Belediye Başkanı Osman Zolan, "Denizli üreten huzurlu bir şehir, çalışkan bir şehir. İnsanlar iş ve aş sağlamazsak onları kendi ayakları üzerinde durması çok zor. O nedenle işadamları bizim baş tacımız. Denizlideki birliktelikle bizler işadamlarımızın ve herkesin hizmetindeyiz” dedi.
Panelde konuşan Bakan Zeybekci, Deniz’linin demokrasi ile ekonomiyi ayırmanın mümkün olmadığını belirterek, 2 bin dolarlık bir ülkedeki demokrasi seviyesi ile 50 bin dolarlık ülkedeki demokrasi seviyesi, insan hakları, özgürlükler ve siyasi kurumlarının aynı verimlilikte olmayacağını aktardı.
Eksiklikleri yada haksızlıkların doğru tespit edilerek çözümleri konusunda uzlaşabilmenin önemli olduğuna değinen Zeybekci, “Türkiye’nin bugün yaşadığı konu, yaşadığı alan, eksiklikler, rahatsızlıklar, yoksunluklarımızı, nelerin bizde olmadığını biliyoruz, tespit ediyoruz ama çözümleri noktasında uzlaşamıyoruz. O noktaya gelmiş durumdayız.Menderes ve arkadaşlarını katledildiği, ilk demokrasi şehitlerimiz, milletin adamlarını rahmetle anıyorum. O dönemdeki demokrasi 1960 veya 1970 veya 1980’deki demokrasiler sadece denemeydi. Gazi Mustafa Kemal zamanında da deneme vardı. Onun zamanında çok partili, Türkiye’nin önünü açacak yürüyüşün denemeleri yapıldı. 1980’lerde milletin adamı Turgut Özal ilk defa doğru tespitlerde bulundu. Türkiye’de, bu memlekete komünizm lazımsa onu da biz getiririz diyerek bu millete çıkışan zihniyetim tam tersine bu ülkede ne olacaksa millette olacak, kalkınan Türkiye ile birlikte olacak, bu milletin Kayserilisini, Denizlilisini, Çorumlusunu, Edirnelisini, Trabzonlusunu elinden tutarak ilk defa dünyaya gösteren tanıtan dünya ile karşı karşıya getiren Turgut Özal’dı. O da çok eleştirildi. Unutursak hatalar yapmaya başlıyoruz. Türkiye ilk defa doğru adımlar atmaya başladı. Menderes, ‘Yeter söz milletin’ dedikten sonra devletin yapısını değiştirmeye başladı. Hükmeden, hakim olan devlet yerine, hizmet eden milleti için varolan devletin işaretini adam rahmetli Menderes’ti. Rahmetle Özal’la birlikte Türkiye uyandı. Türkiye uyandıktan sonra rahatsızlıklar başladı. Hiçbir Denizlili eski şartlara razı değildi. Denizliler ilk defa ürettiklerini ihraç etti ve başka şeyler yapabileceklerini gördüler” ifadelerine yer verdi.

EĞİTİME VURGU

Türkiye 4.5 milyon dolarlık dış ticaret hacmi olan ülkeden kurtulduğunu aktaran Bakan Zeybekci, “Artık Türkiye eskisi gibi müdahale edecekseniz çok daha zekice organizasyonlar yapmanız gerekir. Toplumu içine alan, milleti de içine alan bazı hareketler yapmanız gerekiri son dönemde bunları da denemediler değil. Orta gelir tuzağı, orta demokrasi tuzağı ile ele alınmadığı zaman asla çalışmaz. Asla bunun içinden çıkamayız. Orta gelir tuzağı, orta demokrasi tuzağı, orta eğitim tuzağından çıkmadığımız sürece bu üçlüyü doğru şekilde konuşuyor olamayız. AK Parti hükümetleri olarak çok başarılı işler yaptık. 2003’ de Türkiye’nin ortalama eğitim süresi 5 yılın altındaydı. Bu 13 yılda ortalama süreyi 8 yıla çıkardık. Bunda övünmek hakız mı değil mi, hakkımız. Güney Kore’nin 12, Almayanın 12,5 Almanya’nın 12,5, AB ortalamasının 11.8 olduğunu gördüğüm zaman, o övünmemizi paylaşamıyorum. Hedef çok büyük, o hedefe varmadığımız sürece başarılı olmamız mümkün değil. Orta gelir tuzağını aşmak için bize gerekli olan insan kaynağını, eğitimde iyi seviyesine iyi yere gelmeliyiz. Nitelikli insana arandığı zaman zorlandığımızı biliyoruz. Bu üçlüyü beraber götürmemiz gerekir” dedi.

BU SİSTEM BAŞARILI MUHALEFET ÜRETEMEZ

Türkiye’nin sorununu tespit ettiğini ve çözümü ile tartışmaya başladığının altını çizen Bakan Zeybekci, “Türkiye bunu cesaretle tartışmalı. Burada çok zorlanacağımızı biliyoruz. Burada sıkıntılar yaşayacağımızı da biliyoruz. Öyle bir sistem var ki Türkiye’de bu sistem olmaz üzerine kurulmuş. Başarısızlık üzerine kurulmuş. Siyaset sistemi, diğer devletin yapılanma sistemi, Tükiye’nin STK yapılanması sistemi de dahil olmak üzere Türkiye’nin sıkıntıların üzerine kurulmuş ve varlık sebebini oraya dayamış. Bir yerin başında olan organizma var, rahatsızlık sebebi o, siz ona diyeceksiniz ki, gel bu geneldeki rahatsızlığı giderelim, sebebi sensin ama bu rahatsızlığı giderdiğimiz anda sen yoksun artık. Açmazımız bu. Türkiye’deki siyasetin problemini iyi tespit etmemiz gerekir. Bu sistem güçlü iktidarlar çıkarmayı çok zorlayan bir sistemdir. Bu sistem çok zorlandığı zamanda, milletin şaha kalkmasıyla ancak ve bir lider öncülüğünde güçlü lider çıkarabilir. Ama bu sistem çok zorlandığında çıkarabildiği o iktidarı, güçlü muhalefetler asla ve bugüne kadar başaramadı. Bu sistem asla başarılı bir muhalefet üretemez. Yola çıkmadan önce rahatsızlığımızı çok iyi bilmemiz gerekir. Çözümle uzlaşması ev paylaşması gerekir bu milletin” dedi.

YOLDAN GEÇENLERE TAKILAN MUHALEFET GÖRÜRSÜNÜZ

Bakan Zeybekci konuşmasına şöyle devam etti: “Bu ülkede iktidar ümidi taşıyabilen yüzde 40’lar seviyesine gelmiş güçlü bir muhalefet üretmediğimiz zaman, bu sistemin sıkıntıları bitmez. İktidar ümidi olmayan, milletin iradesiyle normal yollardan iktidar olma ümidi olmayan muhalefet olduğu sürece ülkedeki sistem muhalefetin oluşturduğu grup tarafından, normal yoldan iktidar olma ümitleri olmadığı için, yoldan geçen her tülü gayri meşru geçişin peşine takılan bir muhalefet görürsünüz. Onun için Türkiye olarak bu sistemi çözmemiz gerekir. Hiçbir makam kalıcı değildir. Hiçbir makam hiç kimseye ait değildir. Hakkın olmadığı tek yer vardır, oda milletin hizmetinde kullanılan makam ve mevkilerdir. Burada hak millete aittir. Burada hak devlete aittir.Parti genel başkanlığı, bakanlık, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı makamları da millete aittir. Bu sorunu çözmesi gereken de millettir.”

DEVLET İHRACATÇININ AYAĞINA BAĞ OLMAMALI

İtalya yılarca koalisyonla uğraştığını dile getiren Bakan Zeybekci, “ Türkiye’nin ihtiyacı olan, eğer 10 ‘bin dolardan, 25, 30,30, 50 bin dolara doğru yolculuk yapacaksak, sanayicini, üreticinin, ihracatçının ayağına bağlanan devlet değil, onların önünü açan, Başbakanımızın söylediği gibi, “ Yatırımcının, önüne turkuaz halı seren, onlarla birebir ilgilenen bu ülkenin menfeatiymiş gibi koşturan bir anlayışa ihtiyacımız var. Hızlı hareket eden bir devlete ihtiyaç var. 6 ay önce, 1.5 sene konuştuklarımız hala problem olarak devam ediyor. Hala Ankara’nın müdürlüklerinde tur atmaya devam ediyoruz. Devlet olarak sanayici ve işadamına bir hak verildiyse, bir ihale yapıldıysa, bunun kamuoyunu ihalesini yaptı o dosyayı aldığı anda o dosya içindeki her ey mükemmel şekilde tamamlanmış olacak. Olmalı ve öyle olacak. O dosyayı alan yatırımcı yerinde kimseyle muhatap olmadan derhal kazmasını,derhal işine başlayacak .Bu anlayış böyle olmalı. Biz bunu yapmaya çalıştıkça sistem bir yerden bir şekilde kendini savunma adına, bunu yapmaya devam edecektir. Onun için bu sistemi aşmak gerekir. Başkanlık sistemi veya yarı başkanlık sistemi veya partili cumhurbaşkanlığı sistemi adı ne olursa olsun, güçlendirilmiş Cumhurbaşkanlığı, güçlendirilmiş parlamento ikili sistem, dar bölge, iki turlu adına ne derseniz deyin, akıl bunun çözmek zorunda. Bunu çözmediğimiz zaman bu pasif daireden çıkmamız mümkün değil. Çünkü bu dairden çıkmamış olmak orta gelir tuzağından bununla rantlananlarında en büyük istedikleri şey”diye konuştu.

ELBİSE DARALDI

Türkiye’nin şuan tıkandığına vurgu yapan bakan Zeybekci, “O genç dinamik Türkiye, o geleceğe eriten Türkiye’ye bu elbise sıkıntılı arkadaşlar. Bu elbise rahatlatılmalı. Bu elbisenin rahatlatılmasıyla ilgili sizlerin beklentisi olan kurumlarda sıkıntı var. Türkiye’nin önünü açalım bu sistemi rahatlatalım bu sistem yine kuvvetler ayrılığının en güçlü olduğu şekilde denetim ve şeffaflık mekanizmalarının hesap sorabilme mekanizmalarının en güçlü olduğu şekilde, bu sistem olsun ama öyle bir sistem gelecek ki sen orada olmayacaksın. Nefis buna razı olmaz. Buna siz zorlayacaksınız, bu millet zorlayacak. STK’lar tavsiyelerde bulunmayacak yüksek sesle zorlayacağız. Hukuk, demokrasi, nezaket kuralları çerçevesinde zorlayabildiğimiz kadar zorlayacağız, başka Türkiye yok. Bizim başka ülkemiz bu ülke bunları başaracaktır” dedi.