ADANA (CİHAN)- Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Zeki Sayar, son 60 yılın en büyük kuraklığının yaşandığı Afrika’ya yönelik yardım çağrılarına halkın yoğun destek verdiğini söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığının “Bir fitre, bir iftar Afrika’ya” sloganıyla başlattığı kampanya çerçevesinde cep telefonundan atılan SMS sayısının 2 milyonu aştığını belirten Sayar, “Bu yıl asgari fitre miktarını 7,5 lira olarak belirledik. Aslında fitre Müslümanın bir günlük harcamasıdır. Eğer kişinin bir günlük gideri 20 lira ise vereceği fitrede bu kadardır. Ama hiçbir zaman fitre belirtilen bu 7,5 liranın altına düşmemelidir.”dedi. Ramazan da yurt çapında yürütülen irşat hizmetlerinin etkin şekilde yerine getirilmesine katkı sağlamak amacıyla Adana’ya gelen Sayar, İl Müftülüğünde basın toplantısı düzenledi. Diyanet’in komşuluk ilişkilerinin gelişmesine büyük önem vererek “Önce Komşum” projesini başlattığına işaret eden Sayar, özellikle büyükşehirlerde komşuluk ilişkilerinin zayıfladığını hatırlattı. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır” atasözü ve “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadis–i şerifine dikkat çeken Zeki Sayar, “Komşuluk ilişkilerine dikkat çekmek, farkındalık oluşturmak, halkın bu konudaki bilinçlenmesine katkı sağlamak üzere söz konusu projeyi başlattık.”diye konuştu.

HERKES İNSANLARIN TERCİHLERİNE SAYGI DUYMALI
Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanvekili Zeki Sayar, Mersin'in Erdemli ilçesinde tatil yapan Gaziantepli Şelale Akdoğan'ın sitede haşema ile havuza girmesine izin verilmemesine karşı çıktı. Sayar, şöyle devam etti: “Yaşadığımız çağa bakın. İçinde bulunduğumuz 20'nci asırda artık insanların tercihlerine herkesin saygı duyması lazım. Bu çağda ‘insan hakları, demokrasi’ gibi kavramlar öne çıkmıştır. Dolayısıyla kişi hele Müslüman ülkemizde istediği gibi giyinme hürriyetine sahip olmalıdır. Kaldı ki insan inancına bağlı olarak bu şekilde bir tercih yapmışsa hiç kimsenin ona engel olma hakkı olmamalı. Bunu yanlış buluyorum. Bunu memleketimizin birliğine ve beraberliğine hizmet etmeyen, çok geride kalması gereken, çağımızda yeri olmaması gereken bir davranış olarak görüyorum.”

TERAVİH NAMAZI TARTIŞMASI
Bazı televizyon kanallarında ''Teravih namazı vardı, yoktu'' tartışmalarına da değinen Sayar, bu türde tartışmaları da çok yersiz ve doğru bulduğunu vurguladı. Ramazan da halkın oluk oluk camilere aktığını, Kur'an-ı Kerim dinlediğini; kadınların, çocukların bilgilendiğini hatırlatan Sayar, böyle bir zamanda vatandaşın zihninin karıştırılmasını “yersiz ve doğru bulmadığını” aktardı. Bu tür ilmi meselelerin kendi mahfilinde tartışılması gerektiğini açıklayan Zeki Sayar, şunları söyledi: “Kaldı ki Peygamber Efendimiz (sav)’in bizzat kendisinin adına ister 'teravih' ister 'gece namazı' deyin; bu ibadeti yapmıştır. Hatta birkaç gün de gelen ashabına kıldırdı. Hz. Ömer döneminde de cemaatle topluca kılınmaya başlandı. O dönemden günümüze kadar 15 asır boyunca bütün Müslümanlar camilerde teravih namazı kılıyor. Efendimizin teravihle ilgili hadislere var. Bu kadar insanımızın değer verdiği ibadeti, sadece zihinleri bulandırmak için bazılarının televizyon ekranlarında beyanat vermesi doğru değil. Zaten milletimizin de bunlara itibar edeceğini düşünmüyorum.''
CİHAN