Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Diş Hekimi Sevgi Özdeş, günümüzde sosyokültürel ve ekonomik yapıdaki değişiklikler ve hastaların estetik kaygılarının artmasıyla ortodonti tedavisine olan talebin arttığını söyledi. 
Ortodontinin dişler ve yüzdeki anomalilerin düzensizliklerinin teşhisi, tedavisi ve önlenmesi ile ilgilenen diş hekimliği dalı olduğunu ve yüz ve çenenin gelişim bozukluklarının düzeltilmesini amaçladığını söyleyen Diş Hekimi Sevgi Özdeş, "Ortodonti tedavisinin ana amacı iyi bir kapanıştır. Bu da düzgün olarak sıralanmış dişlerin karşı çenedeki dişlere uyumlu olması ile olur. Bunun yanında yüz ve çene bölgesindeki girişimsel anomalilerin de tedavisini yapmaktadır. Tedaviden sonra hasta ideal bir kapanışa sahip olurken ısırma, çiğneme ve konuşma fonksiyonları düzelir. Hasta estetik olarak ideal bir görüntüye kavuştuğu için fonksiyon olarak rahatlar ve psikolojik olarak kendini iyi hisseder. Bu açıdan bakıldığında ortodonti tedavisinin hasta açısından ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır" dedi.

TEDAVİ ÖNCESİNDE AĞIZ HİJYENİ
Ortodonti tedavisine başlamadan önce yapılması gereken en önemli şeyin ağız hijyeninin sağlanması olduğu açıklayan Sevgi Özdeş, "Tedaviye başlamadan önce hastaya ideal ağız hijyeni eğitimi verilmeli, ağız içindeki çürükler tedavi edilmeli periodontal sorunlar giderilmeli ve çekimler tamamlanmalıdır. Ortodonti tedavisi sırasında çocukların en çok rahatsız oldukları şeyler diş tellerin görüntüsü olacaktır. Ancak son yıllarda daha estetik görünüme sahip porselen ve şeffaf görünümlü tellerle birlikte çocuklardaki bu rahatsızlık da ortadan kalmıştır. Diş telinde en önemli unsur çocuğa fırçalama alışkanlığını kazandırarak ve ideal bir ağız hijyeni oluşturmaktır" diye konuştu.

Ortodonti tedavilerinin 6 ay ile 3 yıl arasında sürdüğünü, tedavi sonrasında sağlıklı bir ağza daha etkileyici ve estetik bir görünüme ve daha uzun süre ağızda kalacak dişlere sahip olunabileceğini açıklayan Sevgi Özdeş sözlerini şöyle tamamladı: 
"Tedavi sonrasında en önemli olgu kişinin psikolojik olarak rahatlaması ve özgüven duygusunun geri gelmesidir. Tedavi sırasında beslenme alışkanlıklarına dikkat etmek gerekir. Lokum, sakız gibi yapışkan gıdalardan kaçınılmalıdır. Yine kuru yemiş ve cips tarzı ağızda plak oluşturan gıdalardan ve asitli gıdalardan uzak durmak gerekir. Elma, ayva, havuç gibi sert meyveler de ısırarak yenmemelidir. Çünkü bizim istediğimiz ideal bir kapanış sağlarken, aynı zamanda ağızda çürük oluşmamasıdır. Bu yüzden tedavi sırasında hijyene çocukların ve ebeveynlerinin dikkat etmesi gerekir."