Denizli’de geçtiğimiz yıl Gezi Parkı için düzenlenen eylemlerde haklarında dava açılan 9 kişi beraat ederken, hakim Haki Öncü’nün gerekçeli kararda yaptığı demokrasi vurgusu dikkat çekti. 
Denizli’de geçtiğimiz Haziran ayında yapılan Gezi Parkı eylemlerinde Güldane Pekdoğan, Recai Altuntaş, Cem Dikmen, Ali Şimşek, Cüneyt Çelik, Süleyman Can Bayram, Kerem Yıldırım ve Mustafa Kayhan hakkında 'Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme, Yönetme ve Bunların Hareketlerine Katılma' suçlamasıyla dava açılmıştı. Denizli 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ardından tüm sanıklar beraat etti. Kararın gerekçesini açıklayan Denizli 7'nci Asliye Ceza Hakemi Haki Öncü, demokrasi tanımının yaparak şöyle dedi: 
"Demokrasinin kelime anlamı, tüm üye veya vatandaşların organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir. İleri demokrasi ise, 21. yüzyılın teknolojisini kullanarak demokrasiyi geliştirmeyi amaçlamak, bunun için basın, fikir ve düşünce ile ifade özgürlüğü konularında ileri düzeyde çaba sarf ederek, insanların özgürlük ve sınırlarının arttırılması çabasının görüldüğü bir yönetim biçimi olacaktır, daha doğrusu olmalıdır."
Geçmiş yıllardaki olaylara ve kararlara da atıfta bulunan Hakim Öncü, "Yaşanan darbe sonrasında farklı düşünüyor diye 17 yaşında asılan Erdal Eren'in ardından yazılan 'Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda' şarkısını dinler, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun Mamak Cezaevi'nde yapılan işkenceleri anlatan 'Üşüyorum' şiirini okudukça yapılan zulümlere yanar, farklı düşünüyor diye yazar Sabahattin Ali'yi Istranca Dağları'nda öldürdüğümüze yanar, farklı düşündüğü için ülkemizden kaçmak zorunda kalan Nazım Hikmet'leri, Ahmet Kaya'ları başka ülkelerindeki mezarlarında ziyaret eder, çiçek bırakır, Fatiha okur, son olarak da Gezi Parkı protestoları sırasında polis memurları tarafından atılan gaz bombasının başına isabet etmesi sonucu 268 gün komada kalan 15 yaşındaki Berkin Elvan'ın ölümüne yanar dururuz. Anadolu'nun kilimi gibi, motiflerdeki renkler gibi farklılıklardan güzellik doğar. Ülkemizde son 30 yıldır yaşanan terör sonrası terörü destekleyen bir gruba dahi olgunluk ile el uzatan kucak açan devletimizin, aynı olgunluğu farklı düşüncelere de göstermesi gerekir. Bu cennet vatan hepimizindir. El ele, kol kola, göstericimizle, polisimizle, askerimizle, sağcısıyla, solcusuyla, inananıyla, inanmayanıyla, bir halay çeker gibi aydınlık geleceğe yol olmamız gerekir" dedi.