Ülkemiz yine bir patlama haberiyle sarsıldı. Dün erişimi engellenen sosyal medya sitelerinin ardından patlamayla ilgili çok bilgi öğrenilemese de bugün bütün detaylar gözler önüne serildi. Patlamanın ayrıntıları her zamanki gibi kan dondurucu. 3 vahşet saçan insanın canına kıydığı 42 masum insan ve bu insanların yakınlarının adli tıp morgunun önünde gözyaşlarıyla bekleyişi. Acıdır ki patlama ardından kimlik tespitinin yapılmasını bekleyen gözüyaşlı insanların bekleyişine de alıştı ülkemiz. Her ne kadar ümitsizce ve gözyaşlarıyla yitirdikleri bir canın kimliğinin tespit edilmesini bekleseler de kimliğinin belirlenmesiyle acılar bir kez daha tazelenir ve feryatlar kopar.

Güzel ülkemizin Ortadoğu ve Avrupa’yı bağlayan güzel konumunu fırsat bilen terör örgütleri her geçen gün vahşet saçmak için neler yapabiliriz düşüncesindeler. Bu düşüncelerini arka arkasına acımasızca gerçekleştirmeye devam ediyorlar. En son gerçekleştirdikleri hain plan Atatürk Havalimanı'nda ki saldırı oldu.

Saldırıda dikkat çeken hikayeler de gözler önüne serildi. Bu hikayelerin içinde milletimize yakışan kahramanlık hikayeleri de var. Bir teröriste saldırı sırasında ateş açan kahraman polis saldırganın üzerindeki bombayı fark etmesinin ardından etraftaki vatandaşları uyararak o patlamada can kaybını aza indirdi. Kahraman polis olay sonrasında yaralandığını fark edecek kadar görevini en iyi şekilde yerine getirdi. Bir diğer kahraman da gümrük memuru. Bir teröristle karşı karşıya gelmesinin ardından teröriste ateş açtı. Teröristte acımasızca orada kendini patlattı. Maalesef bu kahraman insan oracıkta şehit oldu.

Daha bilinmeyen kahramanlıklar acıların yavaş yavaş sarılmasıyla ortaya çıkabilir. Biz de okudukça veya duydukça ‘vay be!’ diyebiliriz. Havalimanı yine eski temposuna kavuşabilir, maddi hasarlar sarılabilir ama yitirilen canlar ebediyete uğurlanırken yakınları da acılarıyla baş başa kalır. Bizim bitsin bu terör olayları dememizle bitmeyen terör olayları için biz yine bitsin diyelim. Umarız bu patlama ülkemiz için son olur.



Haber Analiz: Sena Kuru