Ülkemizdeki her türlü olumsuzluğa ve yargının siyasallaşmasına rağmen,görevlerini cesurca yapan yürekli hukukçular var. Her türlü siyasi baskıya rağmen Cumhuriyetimizi korumaya çalışan savcılarımız var. Ne var ki, adaletin geç tecelli ettiği,yargının tarafsız ve bağımsız olmadığı bu düzeni, CHP İktidarında mutlaka kökten değiştireceğiz.

Bu düşünceden hareketle, adaletin gerçekleşmesinde önemli bir sorumluluk üstlenen ve bu alanda inanılmaz mücadeleler veren tüm avukatların gününü yürekten kutluyorum ve çalışmalarında kolaylıklar ve başarılar diliyorum”  

Arslan, “Avukatlık adaletin çöktüğü bu kaos ortamında gerçek bir ışıktır. Hakikati her ne pahasına olursa olsun arayan, topluma güçlülerin değil, haklıların galip geleceğini her koşulda haykıran meslektaşlarımız bizim gururumuzdur. Yaşamının 20 yılını avukatlık mesleğine adamış, devletin ve milletin ancak ve ancak adaletle ayakta kalacağına inanmış bir meslektaşınız olarak, şu ortamda Avukatlar Günü’nü terörün her yerde kol gezdiği,her gün şehitlerimizin geldiği,haksızlıkların ve hukuksuzlukların diz boyu olduğu bir ortamda üzüntüyle karşılıyoruz.

Gerçekleri söyleyenin cümlesi bitmeden linç edildiği, gazetecilik faaliyetinin terörizm ve casuslukla eşlendiği, basın özgürlüğünün kalmadığı, Cumhurbaşkanına her eleştirinin suç kapsamında sayıldığı, sahte delile dayalı polis fezlekelerinden iddianame derlendiği bu kara tabloda, gece yarısı yasalarıyla ve uygulamalarıyla hırsızları, yolsuzları mahkeme kararlarıyla koruyan,haksız olarak takipsizlik kararları veren bir anlayış vardır.

Türkiye'de suçluları beraat ettirilenler, haklarında takipsizlik kararı verilenler,yurt dışında tutuklanıyorlar,hakkında 75 yıla yakın cezalandırılması isteniyor.İşte böyle bir noktada insan, "adalet nerde kaldı" diye sorguluyor.

Bütün avukat arkadaşlarımız,toplumun sürüklendiği bu uçurumdan ve kaotik ortamdan endişe duymaktadır.

Özgürlüğün suç işleme özgürlüğüne, yolsuzlukların ve hırsızlıkların hesabının sorulamadığı,her şeyin üzerinin örtülmeye çalışıldığı,mahkemelerden kaçmanın muktedirler arasında bir yarışa dönüştüğü ortamda biz avukatlar, meslek onurumuz ile düzenbazların hukuku arasına sıkıştırılmak isteniyoruz.

Bir gecede çıkarttığı yasalarla hukuk devletini yok sayan siyasi iktidar, kamu ihalelerinden istisna tuttuğu, doğa talanına ortak ettiği, iş yapmak isteyeni rüşvet çarkına tabi tuttuğu dar bir grupla,adaleti güçlülerin adaleti konumuna getirmenin hesabındadır. 

Bugün biz avukatlar, sadece önlerindeki dosyalarda dönen dolaplardan değil, ayaklarının altından kayan bir adalet sisteminden, terör belası altında ezilen,güvenliği yok edilen ülkenin geleceğinden de derin endişe duymaktadır.  

Katillerin dışarıda kol gezdiği, cinsel istismarcıların övüldüğü, terörle pazarlığın ve teröristi açıkça övmenin siyaset zannedilip cezasız bırakıldığı düzende avukatlar tartaklanıyor, savunma hakkı ve meslek onuru kimi hakimlerin arka odalardaki kararlaştırdığı peşin hükümlerle hiçe sayılıyor.

Avukatların susturulmaya ve itibarının zayıflatılmaya,sözünün değersizleştirmeye kılınmaya çalışıldığı bir ortamda,gün gelir bu ortamı yaratanın da sonunu getirir,Avukata muhtaç kalır.

Savunmanın kutsallığını, adaletin evrenselliğini görmezden gelen bu iktidar, kadrolarının uluslararası mahkemelerde ve Anayasa Mahkemesi önünde yargılanacakları ve hesap verecekleri gün çok yakındır.

İşte o gün, yok ettikleri savunma hakkının ve adil yargılanma hakkının ve Avukatın değerini anlayacaklar ama iş işten geçmiş olacak.

Bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz şey olan adalettir, haksızlıkların ve hukuksuzlukların önlenmesidir. İşte bu alanda sürekli görev yapan,adaletin tecelli etmesine büyük katkısı olan,üzerinde büyük bir sorumluluk taşıyan cefakar  melektaşlarımın gününü bir kez daha yürekten kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunarım.