Uzmanlar, son dönemde alerjik hastalıkların görülme sıklığının artığını, bunda özellikle polen, çiçek tozları gibi çevresel alerjenlerle birleşmesinin ve küresel iklim değişikliğinin de etkili olduğunu vurguluyor.

İzmir Ekonomi Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dilek Ersil Soysal, alerjinin zararsız maddelerin solunum, besin ve ilaçlarla alınmasıyla vücudun aşırı ve zararlı savunma tepkisi göstermesi sonucu oluştuğunu kaydetti. Doç. Dr. Soysal, "Alerjik astım, egzema, rinit, besin alerjileri, inek sütü alerjisi, ilaç alerjileri, ev tozu akarı alerjisi, polen alerjisi, evcil hayvan alerjisi ve küf mantarı alerjisi dikkat çekici boyutta. Aile öyküsünde alerji ve alerjik hastalık olan bireyler astım gelişimine daha yatkındır. Alerjik astım her yaşta görülmekle beraber, olguların yüzde 75 ila 90'nında 40 yaş altında başlar. Sigara dumanı, parfüm, irritan gazlar, hava kirliliği, polenler, mantar tozları, ev tozu akarları, besinler, hayvan deri ve tüyleri gibi alerjenler alerjik astımda etkili oluyor" dedi.

"ALERJİDEN KORUNMA YOLLARI"

Alerjik hastalıkların işgücü kaybına ve rahatsızlıklara yol açtığını aktaran Doç. Dr. Soysal, narenciye, kabuklu deniz ürünleri, domates, çilek, yumurta, patates, sirke ve tüm hazır gıdaların alerjik hastalıklara neden olabileceğini, bu besinlerin dikkatli tüketilmesi gerektiğini ifade etti. Doç. Dr. Soysal, şunları söyledi: "Alerjen tümüyle ortadan kaldırılamıyorsa alerjene maruz kalmayı azaltıcı önlemler alınabilir. Bu amaçla alerjenle teması azaltıcı kişisel koruyucular; eldiven, maske, gözlük vb. kullanılabilir. Gaz biçiminde bir alerjen madde söz konusu ise ortamın düzenli biçimde havalandırması sağlanmalıdır. Ev tozu alerjisinde evde toz yaratan ve toz tutan eşyalar, özellikle yatak odalarındaki halılar kaldırılmalıdır. Mite, ev tozu gibi alerjenler için uygun araçlarla temizlik yapılması faydalı olur. Tıbbi açıdan korunmada ise çalışanların işe giriş ve periyodik muayeneleri önem taşır."