Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Muharrem Yılmaz, kalkınmanın ve demokrasinin birbirini besleyen süreçler olduğunu söyledi.
Güney Ege Sanayiciler ve İşadamları Federasyonu (GESİFED) tarafından düzenlenen GESİFED Buluşmalarına Denizli Vali Yardımcısı Abdullah Acar, TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu Başkanı Süleyman Onatça, GESİFED Başkanı Mehmet Salih Başöz ve çok sayıda iş adamı katıldı. 
Törenin açılış konuşmasını yapan GESİFED Başkanı Mehmet Salih Başöz, ekonomi hakkında genel bilgi verdi. Daha sonra konuşan TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz ise, ekonomi ile ilgili olarak öngörülerde bulundu. 2014 yılında dünya ticareti biraz daha gelişeceğini belirten Yılmaz, "Gelişmiş ekonomilerde iç taleple de olsa 2013 yılından başlayarak bir hareketlenme var. ABD’de başladı ancak Avrupa’da çok net değil bu durum. Oralarda iş yapıyorsak oralarda bir hareketin başladığını söyleyebiliriz. Önümüzdeki yıl da dünya ticaretinde bir kıpırdanma beklentisi var" dedi.

"DEMOKRASİ VE KALKINMA BİRBİRİNİ BESLEYEN SÜREÇLER"
Türkiye’nin sıkıntılı ve zor bir bölgede bulunduğunun altını çizen Yılmaz, "Dünya politikalarını, dış politikayı çok dikkatli çizmeli. Demokrasiye, şeffaflığa, kanun ve düzene katkı sağlayan siyasi kurumların varlığı da ekonominin gelişmesinde en önemli etkenlerden birisidir. Reformların kalıcılığını sağlayan da bu etkenler. Siyasi kurumların sağlam yapıları ve sürdürülebilir yapıları çok önemli. TÜSİAD olarak demokratikleşme ve kalkınmanın birbirini besleyen süreçler olduğunu düşünüyoruz. Bu iki süreç birbirinin tamamlıyor. Siyasi kurumların yanı sıra ekonomik kurumların da gelişimi kritik öneme sahiptir. Bu kurumların özerk yapıları daima korunmalı" diye konuştu.

"BARIŞ SÜRECİ ÇOK ÖNEMLİ"
Türkiye’nin yüksek ekonomik potansiyeli olduğuna inandıklarını kaydeden TÜSADİ Başkanı Yılmaz, "Ülkemizde bir taraf 3 bin dolar, diğer taraf 17 bin dolar kazanıyor. Böyle bir gelişmişlik farkı var. Bunun giderilmesinin oluşturabileceği çok önemli bir ekonomik potansiyel var. Türkiye’nin potansiyel büyümesine en büyük katkıyı, bölgesel gelişmişlik farkını ortadan kaldırarak sağlayacaktır. Bunun için gereken barış ortamı geliştikçe bunu göreceğiz. İş adamları olarak çok uyanık olmamız lazım. Bu süreç çok önemli. Barış süreci geliştikçe buna paralel olarak oralarda refahı da artırmamız lazım. Kalkınmışlık farkını ortadan kaldırmamız lazım. Hepimizin bu ülkenin refahı, barışı için o bölgeye yatırım yapmanın boynumuzun borcu olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.