Ülke genelinde yaptığı 14 hidroelektrik santralini devreye alan, altısının inşaatını devam ettiren, dört rüzgâr ve bir de jeotermal enerji santrali yapan şirket, bu yıl içinde panel üretimine başlayacak. Bereket Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Ceyhan Saldanlı, fabrika kurmak için kolları sıvadıklarını, bir Alman şirketiyle de anlaşma yaptıklarını söyledi. Saldanlı, "İnşallah bu yıl içinde panel üretimine başlayacağız. Giderek teknoloji ucuzlayacak, yaygınlaşacak. Herkes çatılarını hazırlamalı. Türkiye inşallah 10 yıl içinde dışa bağımlılıktan kurtulacak. Güneşte lâyık olduğumuz yeri alacağız." dedi. Güneş paneli yapacak fabrikalarının, entegre olarak bu sektörün diğer mamullerini de üreteceğini belirten Saldanlı, "Aynı şeyi rüzgârda da düşünmüştük. Rüzgâr türbinleriyle ilgili bir Avusturya firmasıyla sözleşme yaparken beş altı firmanın daha hazırlık yaptığını öğrendik. Pazar bu kadar yatırımı kaldırmaz diye vazgeçtik ancak diğerleri de yapmadı; bu defa bu oyuna gelmeyeceğiz." diye konuştu.

'BOŞA AKAN SU KALMAYACAK'

Enerji talebinde Avrupa'da önemli bir gelişme olmazken Asya ülkelerinde artış olduğunu, dünyada en fazla talebin Çin'den sonra Türkiye'den geldiğini belirten Ceyhan Saldanlı, Türkiye'nin bu ihtiyacı karşılaması için 100 milyarlarca dolarlık yatırım ihtiyacı olduğunu belirtti. Saldanlı, "Dünyada enerjinin yüzde 85'i, bu fosil yakıtlardan sağlanıyor. Türkiye'de hem ekolojik hem de yerli ve yenilenebilir yakıtlara ihtiyaç var. Hidroelektrik kaynakların, rüzgâr ve güneş enerjisinin değerlendirilmesi gerekiyor. Meşhur, 'Su akar, Türk bakar' deyimi var. Yıllarca devlet eliyle yapılmaya çalışılan hidrolojik kaynaklarımızın ancak yüzde 30'u değerlendirebilmiş ancak özel sektörün önünün açılmasıyla yatırımlar da hızlanmış durumda. Tahmin ediyorum ki önümüzdeki 10 yıl içinde Türkiye'nin boşa akan suyu kalmayacak. Daha doğrusu enerjisi alınacak, yine akmaya devam edecek. Ayrıca tarımsal içme ve sulama suyu olarak da değerlendirilecek." dedi.

Türkiye'nin enerji ihtiyacının bu yıl 250 milyar kWh olduğunu, 2023'te 500 milyar kWh miktarına çıkacağı öngörüsünde bulunduklarını ifade eden Yönetim Kurulu Başkanı Saldanlı, "Bu kadar enerjiyi nasıl elde edeceğiz? Bütün hidroelektrik kaynaklarımız devreye alınırsa 125 milyar kWh, yerli linyit kullanılırsa 125 milyar kWh oradan, yaklaşık 50 milyar kWh de rüzgârdan elde edilecek. İki nükleer santralimizden 30 milyar kWh, kalanını ise güneşten elde edeceğiz." şeklinde konuştu.

'NÜKLEERDE ÇOK GEÇ KALDIK'


Türkiye'nin enerji sıkıntısının çözüm yollarından birisinin nükleer santral kurmak olduğunu, bu yatırımda çok geç kalındığını ifade eden Saldanlı, "2000 yılında iptal ettiğimiz nükleer santrale göre bugün onun üç katı sipariş veriyoruz. Fiyatları çok arttı. Nükleer santral yapmak pahalı ama yakıtları ucuz, çağdaş bir teknoloji. Türkiye'nin, bir dünya ülkesi olma iddiası varsa nükleer teknolojiden uzak kalmaması lazımdır. Nükleer santralde gelinen teknoloji olarak, esasen sıfıra yakın risk var." dedi.

'1 MW'LIK HES, 121 BİN AĞAÇ KADAR KARBONDİOKSİTİ ÖNLÜYOR'

HES konusunda halka yanlış bilgilendirmeler yapıldığını söyleyen Saldanlı şunları kaydetti: HES'lerin faydaları, zararlarından kat kat fazla. Dünyada bugün çevre olarak en önemli sorun iklim değişikliği. Her sene yüzde 2 civarında karbondioksit artışı oluyor. Santralleri yaparken üç beş ağaç kesilmek zorunda kalınabiliyor. 1 mW'lik hidroelektrik santral, 121 bin ağaç kadar karbondioksiti önlüyor aa 100 ağaç kestin diye yer yerinden oynuyor. Bu orana dikkat edilmesi gerekir."