EKSEN Eğitim Sen Denizli Kurucu Temsilcisi Dr. Erkan Kavas yaptığı açıklamada: "Yaşadığımız günlerde ülkenin gündemini hayli meşgul eden dershanelerin kapatılması hakkında, henüz olay bu kadar tartışmalı değilken meseleyi gündeme taşımış; dershanelerin kapatılmasının doğuracağı olumsuz sonuçları vurgulamıştır.

EKSEN şu an dershaneleri kapatmanın makul nedenlerinin oluşmadığı; konunun bir hesaplaşma niteliğinde tartışılamayacağı vurgusuyla dershanelerin kapatılması hakkındaki görüşünü devam ettirmektedir.

Dershaneler Neden Kapatılıyor?
Türkiye’nin en büyük sorunları arasında eğitim ve işsizlik de yer almaktadır. Eğitimin genel amaçları arasında bireylere meslek edindirmek de bulunmaktadır. Dershanelerin kapatılması meselesini bu iki noktadan değerlendirmekte fayda vardır.

Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı’nın özel bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren dershanelerin ruhsatının kesinlikle iptal edileceği, özel okulların teşvik edileceği belirtilmektedir.

Öncelikle EKSEN Eğitim-Sen olarak vatandaşa maddi manevi külfet getirecek hiçbir uygulama ve kurumu desteklemediğimizi bu anlamda vatandaşa maddi külfet getirdiği düşünülen dershanelerin kapatılmasına teorik olarak karşı olmadığımızı belirtiyoruz. Ancak dershanelerin kapatılması için neden dershane sisteminin var olduğu konusunun irdelenmesinden ve çıkacak sonuçlara göre dershanelerin kapatılıp kapatılmaması gerektiğine kamu yararı dikkate alınarak karar verilmesinden yanayız.

Bilindiği üzere dershaneler Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetimine tabi kurumlardır. Bu kurumlar Milli Eğitimin sorunları sonucunda bir ihtiyaç nedeniyle ortaya çıkmış bir sonuçtur. Burada dershanelere neden olan temel uygulama sınav sistemidir. Neredeyse her yıl sayısı ve adı değişmekle birlikte sürekli var olan sınav sistemi öğrencilerimizi ister istemez bir yarışa sokmaktadır. Bu yarış var olduğu sürece Türkiye’nin “siyasi ve ekonomik” sistemi içerisinde devletin kimseye “çocuğuna neden özel kurs, özel ders aldırdın” deme hakkına sahip olamayacağı gibi kimseye de “neden özel yöntemlerle öğretim çabasına girdin” de denilemeyeceği aşikârdır.

Peki, sınav sistemi nedir? Çoktan seçmeli sınav yöntemi Eğitim ve öğretim yapan okulların yalnızca öğretim yönünü ölçmeye yarayan bir sistemdir.  Bu noktada okullar zorunlu eğitim öğretimin gerekliliği olarak yeterince olumsuz şartlarda (örneğin kalabalık sınıflarda) hem eğitim yaparken hem de sınavlara yönelik öğretim yapmaktadırlar.  Bu durum dershanelerin daha rahat ortamlarda yalnızca sınavlara yönelik “öğretim” yapmayı vadetmelerine neden olmaktadır. Bu da dershanelere olan ilginin temel nedenidir.

Yine ülkemizde eğitim yoluyla meslek edinmenin iyi bir liseden ya da  üniversiteden mezun olmak olduğu ; “iyi” diye tabir edilen lise ve  üniversitelerin de kontenjanlarının sınırlı olduğu dikkate alınırsa sınav yarışının önüne nasıl geçileceği netlik kazanmadan dershaneleri kapatıyorum, kapattım demenin sonuçları çok ince değerlendirilmelidir.
Dershanelerin maddi külfetinden bahsedilirken; vatandaşın çocuğunu özel okula nasıl göndereceği konusu netlik kazanmamıştır. Vatandaşın üzerindeki yükü kaldırmak gibi popülist bir söylemle dershaneler kapatılmak istenirken vatandaştan dershane ücretinin minimum 5 katı ücretle özel okulu tercih etmesini beklemek manidardır. “Ama öğrencinin devlete maliyeti vatandaşa destek olarak aktarılacak” denilse bile uygulamada vatandaşın daha çok ezileceği malumdur. Çünkü devlet ne kadar para aktarırsa aktarsın bazı girişimciler devletin aktardığının çok üstünde para talep edeceklerdir. 

Ayrıca eğitim camiasını ilgilendiren en önemli sorunlardan biri de dershanelerin kapatılması durumunda başta öğretmenler olmak üzere dershane çalışanlarının durumlarının ne olacağı konusudur. Günümüzde kayıtlı 50 Binin üzerinde ( kayıtsız da bir o kadar) öğretmen dershanelerde istihdam edilmektedir. Türkiye’de öğretmen ihtiyacı varken yeteri kadar öğretmen ataması yapılmadığı dikkate alınırsa yüzbinlerce öğretmen ailesinin de mağdur edileceği bilinmelidir. Dileriz ki ortaya çıkacak bu sorunlar da dikkate alınarak karar veriliyordur.

Bu noktada parantez olarak kurumsallaşamamış; kaçak öğrenci alımı yapan, kaçak öğretmen çalıştıran dershanelerin de ciddi bir sorun olduğunun ; bu dershanelerle de mücadele edilmesi gerektiğinin de farkında olduğumuzu belirtmemiz gerekiyor.

Ayrıca 4+4+4 sistemi ile getirilen açık lise uygulaması dershanelere olan ilgiyi arttırmıştır. Çünkü birçok öğrenci 5 gün okula gitmek yerine iki gün dershaneye giderek sınavlara daha verimli hazırlanma yolunu seçmektedir. Bu noktada hükümetin iki uygulamasının çeliştiğini söylemek de mümkündür.

Yapılması gereken kimseyi mağdur etmeden öncelikle dershaneleri oluşturan etkenlerin ortadan kaldırılmasıdır. Bunlar şu an yapılamıyorsa dershanelerin denetiminin doğru yapılması, fiyat politikasının vatandaşı üzmeyecek şekilde belirlenmesi; dershanelerin ihtiyaç sahibi öğrencilere ayırdıkları kontenjanların arttırılması ve bu kontenjanların devlet tarafından doldurulmasıdır. Burada MEB-dershane birlikleri-aileler ve eğitim alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının işbirliği yapması gerekmektedir.

EKSEN Eğitim-Sen olarak milletin menfaatine olacak uygulamaların yanındayız ancak şu şartlarda dershanelerin mevcudiyetine neden olan durumların ortadan kalkmadığı; hükümetin dershaneleri neden kapatmakta kararlı olduğunun netliğe kavuşturulmadığı, bu konuda ciddi bir değerlendirme çalıştaylarının yapılmadığı gerçekleriyle birlikte dershane kapatılmasının hükümetle bazı grupların hesaplaşması görüntüsünden çıkarılıp bilimsel ve gerçekçi değerlendirmelere tabi tutulması gerektiğinin altını çiziyoruz." denildi.