Denizli Nörobilim Aile ve Psikolojik Danışma Merkezi uzmanlarından Psikolojik Danışman Alaaddin Debgici ile çocuklar ve gelişim özelliklerini ve çocukların okula uyum becerilerini konuştuk. Eylül ayı yaklaşıyor. Okullar açılacak. Özellikle 3-7 yaş çocuğu olan ailelerin çocuklarının okul veya kreşe hazır olup olmadıklarıyla ilgili ciddi kaygıları var. Siz de “Acaba çocuğum okula hazır mı?” diye soruyorsanız bu haber sizin için.
Debgici okulda belirlenen hedefleri gerçekleştirmekte zorlanan çocukların yaşayacağı başarısızlık hissinin özgüven sorununa da yol açabileceği konusunda aileleri uyardı. Ailelerin çocuklarının gelişim düzeylerinin tespiti için mutlaka psikolojik destek alıp gerekirse sağlık kuruluşlarında test uygulatmalarının yararlı olacağını ifade etti. Nörobilim Aile ve Psikolojik Danışma Merkezi bünyesinde çocuklara yönelik tüm zekâ ve gelişim testlerinin uygulandığını belirten Debgici ailelerin ve çocukların ileride zorluk yaşamamaları için merkezlerine başvurmalarının yararlı olacağını vurguladı.
Debgici konuşmasına şöyle devam etti;
Okula başlama, zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal açıdan bir hazır oluşu, olgunluğu gerektirir. 5-6 yaş çocuğu artık yaşama girmeye, öğrenme alanında çalışmaya ve gerekli becerileri kazanmaya hazırdır. Ancak her çocuk bu yaşta okul için aynı düzeyde hazır olmayabilir. Bu nedenle aileler çocuklarını daha yakından tanımalarını sağlayan çeşitli test ve envanterlerden faydalanabilirler.
Okula yeni başlayacak çocuğun olgunluk kazanmış olması gereken alanlardan ilki zihinsel ya da bilişsel olgunluktur. Çocuğun okuma-yazma öğrenmesi, sayılarla tanışması için gerekli ön becerileri geliştirmiş olması gereklidir. Ancak belirli bir zihinsel olgunluğa ulaşarak sınıf içi etkinliklerde başarı göstermesi, başarılı olması yeterli değildir. Çocuğun oyun ve diğer sınıf dışı etkinliklerde aynı başarıyı gösterebilmesi, psiko-motor ve psiko-sosyal açıdan olgunlaşmasını gerektirir. Kaba-motor gelişimi yeterli değilse, oyunlarda vücudunu yeterince kullanamayacak; yazı yazması için gerekli ince motor becerileri geliştirememişse, kalemi tutarken çok zorlanacaktır.
Çocuk öz-bakım becerileri açısından da belli bir olgunluğa erişmiş olmalıdır. Çocuğun kendi başına temizlik, yemek yeme, giyinme ihtiyaçlarını karşılıyor olması gereklidir. Yemeğini kendisi yiyemeyen, temizliğinde annesinin yardımına ihtiyaç duyan ya da çıkardığı kazağını bir türlü giyemeyen çocuklar okula başladıktan sonra zorluk çekerler.
Çocuğun okula hazırlıklı oluşunu etkileyen önemli bir faktör de çevre koşullarıdır. Ebeveynlerin okula ve eğitime verdiği önem ve buna bağlı olarak geliştirdiği tutum kadar, çocuğa sunulan olanaklar da büyük önem taşır. Okul öncesi dönemde çocuğun okul öncesi eğitim kurumuna gönderilmiş olması, erken gelişim yıllarından itibaren ona kitap okunması, tiyatro, sinema, konser, resim galerisi ve müzeye götürülerek bunlar hakkında tartışılması, okula hazırlık adına çocuğa sunulan önemli olanaklardır.
Kendine güven de okula yeni başlayacak çocuklar için önemlidir. Çocuk kendisinin önemli olduğunu, istenildiğini ve istediği şeyleri yapabileceğini, başarılı olabileceğini hissetmelidir. Çünkü güven ve yeterlilik duyguları başarıda önemli rol oynar. Okula kendileri hakkında olumlu duygularla başlayan çocuklar şanslıdır. Hem kabul edildiklerini bilirler, hem de nasıl başarılı olacaklarını öğrenmişlerdir.
Yukarıda sıralanan alanlarda çocuğun yeterli olgunluğa erişerek okula başlaması, hem okula olumlu duygular geliştirmesinde, hem de kendine güvenen bir birey olarak yetişmesinde ilk adımdır.
Nörobilim Aile ve Psikolojik Danışma Merkezi uzmanı Alaaddin Debgici çocukların okula hazır olup olmadıkları konusunda testlerin belirleyici olmadığını ama bu konuda fikir verdiğini ifade ederek, testlerin ortalama 1-2 saat sürebildiğini belirtti.