Denizli Eksen Hukuk Derneği (EHUDER) Başkanı Av. Özcan Aksoy, yargıya hesap vermek istemeyenlerin Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)’nun 250 ve devamı maddelerinin kaldırılmasını veya değiştirilmesini istediğini söyledi.
Özcan Aksoy, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin kritik dönemlerden geçtiğini kaydetti. Aksoy, darbeler dönemi ve askeri vesayetin bitirilmeye çalışıldığı, demokrasinin tüm kurum ve ilkeleriyle yerleşmesi yolunda önemli adımların atıldığı bir dönemde olduklarını ifade etti.
Aksoy, şöyle devam etti: “Bu olumlu gelişmelerin en önemli unsurunu teşkil eden yargıya dokunulmaması gerektiği çok açıktır. Yargıya ilişkin reformların ve değişikliklerin her türlü önyargı ve statükocu anlayıştan uzak bir şekilde toplumsal ihtiyaç ve beklentileri karşılayacak şekilde yapılması gerekmektedir. Halkımızın, sorumlu tüm kişi ve kurumlardan beklentisi de budur. Birilerinin, ‘yargı siyasallaşıyor’ bağrışmalarının altında, yargının halkın iradesi doğrultusunda şekillenmesini istememeleri yatmaktadır. Özel yetkili mahkemelerle dokunulmazlık algısı değişmiştir. Bu mahkemeler, kimsenin dokunulmaz olmadığını göstermiştir. Tüm vatandaşlarımızın haklarının korunması için özel yetkili mahkemeler gereklidir. Yargıya hesap vermek istemeyenler CMK 250 ve devamı maddelerinin kaldırılmasını veya değiştirilmesini istemektedirler.”

        "DAVALAR SÜRERKEN YAPILAN DEĞİŞİKLİK SORUŞTURMALARI OLUMSUZ ETKİLER"

Davalar sürerken CMK 250. madde değişikliğine gidilmek istenmesinin, devam etmekte olan soruşturmaları ve davaları olumsuz olarak etkileyeceğine vurgu yapan Aksoy, “Bu aşamada böyle bir değişikliğin demokratik yapıya, demokrasinin yerleşmesine, yasalar karşısındaki eşitliğe ve adalet fikrine sekte vuracağı tartışmasızdır. Hukuk ve adalet anlamında hukukun kuvvetinin azaltılmaması, kuvvetlinin hukukunun geçerli olmaması ve demokrasinin tam anlamıyla yerleşmesi bakımından kurumsallaşmanın önemi ortaya çıkmaktadır. Kurumsallaşma için de terör ve örgütlü suçlarla mücadele eden ve çok yol kat eden CMK 250. maddesiyle yetkilendirilmiş ihtisas mahkemelerinin, darbelerin, cuntaların, illegal örgütlerin ve mafya yapılaşmalarının kökü kurutuluncaya kadar, söz konusu yargılamaları yapması gerekmektedir. Bu nedenle CMK 250 ve ilgili maddelere bu aşamada müdahale etmek suretiyle yapılacak düzenleme, devam eden davaları sekteye uğratacak ve sonuç alınmasını imkânsızlaştıracaktır.” dedi.

Aksoy, anayasada köklü değişiklikler yapılıncaya kadar, bu maddelerin değiştirilmesinin, vatandaşların ve devletin güvenliğinin zaafa uğramasına sebep olacağını vurguladı.

“Ülkemizde cuntaları devlet gücüyle mahkemeye getirme işi ilk kez özel yetkili savcılar ve mahkemeler sayesinde olmuştur." diyen Aksoy, bu aşamada özel yetkilere ilişkin maddelerde değişiklik yapılmasının Türkiye'nin demokratikleşme sürecini olumsuz etkileyeceğini dile getirdi.

        "DEĞİŞİKLİK BAZI KESİMLERİ ESKİSİNDEN DAHA GÜÇLÜ HALE GETİRİR"

Bazı kesimlerin bu durumdan faydalanacağını ve eskisinden daha güçlü hale geleceğini savunan Aksoy, "Bu durumda devam eden davalar takipsiz kalacaktır. Devam eden ‘Balyoz, KCK, Ergenekon’ davaları nedeniyle özel yetkinin kullanılması, toplumdaki güvenliği ve huzuru sağlayıcı unsurlardan biridir. Toplumumuz bu özel yetkilerden rahatsız olmamaktadır. Rahatsız olanlar ise küçük bir kesim olup, bu kesimin de amaçları bellidir. Farklı düzenlemeler yapılması demokrasimizi ve halkımızı savunmasız bırakacaktır. Bu aşamada, ibret almamız için yakın tarihimize bakmamız bize yetecektir. 1961 ihtilalinde, dönemin Başbakanı merhum Adnan Menderes’in, kendisine darbe yapılacağı bilgisi geldiği halde ‘Artık bu ülkede darbe olmaz’ sözüne rağmen darbenin gerçekleştiği ve bunun neticesinde ülkemizin ve merhum Başbakanımızın nelere maruz kaldığı unutulmamalıdır.” ifadelerini kullandı.